İstanbul'un Kayıp Bir Onuncu Adası Olduğunu Biliyor muydunuz? Peki Bu Gizemli Ada Nerede?

İstanbul’un huzur dolu köşeleri arasında yer alan Prens Adaları, herkesin bildiği dokuz adasıyla tanınıyor: Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Yassıada, Sivriada, Kaşıkadası ve Tavşanadası.

Peki onuncu bir ada daha olduğunu söylesek?

Evet, İstanbul’un tarihi zenginlikleri arasında kayıp bir ada daha var!

İstanbul’un tarihinde gizli kalmış adanın ismi Vordonisi.

Bu kayıp ada, geçmişteki din adamları ve sürgünlerin yaşadığı bir mekân olarak biliniyor. Burası, Bizans döneminde önemli bir yerleşim yeri hâline gelmişti. Ada, Photios adında bir keşiş tarafından kurulan ve tarihi Bizans’a kadar uzanan bir manastıra ev sahipliği yapıyordu. Photios, erkek kardeşinin İmparatoriçe Theodora’nın kız kardeşiyle evlenmesinin ardından kısa süre içinde Ortodoks Rum Kilisesi’nin Patriği olmuştu.

O dönemde görevdeki Patrik Ignatios’un sürgüne gönderilmesiyle başlayan olaylar zinciri, Vordonisi’ni tarihi bir çekişmenin merkezi hâline getirdi. İki patrik arasında, kiliseye ikonaların konulup konulmayacağı üzerine sürekli tartışmalar yaşanıyordu. Photios’un Vatikan’a karşı çıkması, Hristiyan dünyasında büyük bir bölünmeye yol açtı.

Bu güç mücadelelerine tanıklık eden ada, neden yok oldu?

Vordonisi’nin günümüzde kaybolmasının sebebi, 1010’da İstanbul’da meydana gelen büyük bir depremdi. Bu doğal afet, Vordonisi’ni ve sakinlerini tamamen sular altında bıraktı. Araştırmalar, adanın alüvyon bir tabaka üzerinde yer aldığı için bu felaketten etkilenip yok olduğunu gösteriyor.

İstanbul’daki diğer adalar, granit kayalıklar üzerinde bulunduğundan bu yıkımdan daha az etkilendiler. Ancak Vordonisi, bu kadar şanslı değildi.

Vordonisi, keşfedilene kadar efsanevi bir ada olarak anıldı.

Fener Rum Patrikhanesi’nin M.S. 500 yılına ait İstanbul haritasının incelenmesiyle böyle bir adanın varlığı da gün yüzüne çıktı. Bu keşfi gerçekleştiren isim ise Büyükadalı Dr. Akilla Millas’tı.

Günümüzde Bostancı açıklarında bulunan adayı hâlâ ufak da olsa görmek mümkün. Büyükada’ya vapurla giderken ikinci çakarın altındaki kayalıklar, bu adanın en yüksek tepelerini gösteriyor. Keşfedildiğinden beri adaya çeşitli dalış çalışmaları da gerçekleştirildi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne adayı sokarak dalış turizmine açmak için çalışılıyor.

Kaynaklar: Academia, Adalı Dergisi, ResearchGate

İlginizi çekebilir: