Kralın sudan bu denli uzak durmasının sebebi aslında ne su kıtlığı ne de sabun eksikliği. Ardında çok ilginç bir neden var.
Gelin bu nedeni öğrenelim.
Fransa kralı XIV. Luois, 1638-1715 yılları arasında hüküm sürdü.
Onun da içinde bulunduğu 17. yüzyıldaki hakim inanış, sık sık banyo yapılmaması gerektiği yönündeydi. Çünkü vücudu tamamen suya daldırmak temizlikten ziyade tıbbi bir tedavi veya eğlence ile ilişkilendirilirdi.
Bu sebeple XIV. Luois, iddialara göre hayatı boyunca yalnızca 3 kez banyo yapmıştı. Ayrıca o zamanın doktorları, suyu hastalık taşıyıcısı olarak gördüğü için, insanları sık sık banyo yapmaktan caydırıyordu. Aslında o zamana göre bunun mantıklı bir açıklaması vardı.
Çoğu köy ve kasaba, çöplerini atmak için su kaynaklarını kullanıyordu ve bu da su kütlelerini tamamen pis bırakıyordu. Bu sebeple doktorlar, banyo yapılmasını önermiyordu.
Çoğu hijyenik uygulama, kuru yıkamadan oluşuyordu.
Vücudu kuru bir havluyla ya da havluyu kokulu su/alkolle nemlendirmek en yaygın tercihlerdendi. Keten ve iç çamaşırların sık sık değiştirilmesi de kötü kokuların vücuttan uzaklaştırıldığını düşündürüyordu.
Ayrıca XIV. Luois ve diğer soylular, güzel kokmak için çeşitli kokulara bel bağlardı. Hatta Fransa kralı, parfümcüsünden haftanın her günü için yeni bir koku yapmasını isterdi. Yasemin, portakal çiçeği, söğüt, karanfil, gül ve misk ile oluşturulan kokular karıştırılarak kaynatılır ve Luois’in kıyafetlerini durulamak için kullanılırdı.
Özetle 17. yüzyılda hüküm süren kral Luois, suyun kendisine hastalık bulaştıracağını düşündüğünden yıkanmazdı ve bunun yerine çeşitli kokuların karışımından oluşturulan parfümlerle güzel kokmaya çalışırdı.
Ancak bazı kaynaklara göre kralın, tüm bu çabalarına rağmen yine de çok kötü koktuğuna dair bilgiler de yer almakta.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: