Özellikle uzun süren ameliyatlarda yapılan bu uygulamanın önemli sebepleri var.
Hastanın uyandıktan sonra ciddi göz sorunları yaşamaması için yapılan bantlama işleminin detaylarına ve yanlış uygulama ile doğabilecek zararlara bakalım.
Her şey korneamız için.
Genel anestezi sırasında genellikle görülen sıkıntılardan biri kornea aşınması oluyor. Anestezik uygulamalarla gözyaşı üretim hızı azaldığı için kuru kornea, göz kapağının iç kısmına yapışabiliyor ve göz tekrar açıldığında aşınmaya neden olabiliyor.
Ameliyat sırasında reflekslerin olmaması ve yeterince göz kapaklarının kapanmamasından dolayı da gözler bantlanabiliyor. Ayrıca ortamın düşük nemi, ışıkların etkisi ve göze çarpabilecek diğer detaylar hassas göz yapısını da etkileyebiliyor.
Hastaların yaklaşık yüzde 60’ının gözlerini tam olarak kapatmaması sebebiyle de göz bantları veya merhemler tercih ediliyor.
Steril ve yumuşak bantlar kullanılsa da bazen gözlere zarar da verilebiliyor.
Kornea aşınması, koruma olmayan gözlerin ortalama yüzde 44’ünde meydana gelmesinden dolayı bantlar tercih edilse de bu bantlar bazı hastalarda istenmeyen sonuçlar da doğurabiliyor.
Yapışkan bantların uzun süre kullanılmasında, hastanın yüz üstü yatmasında, reçeteli peeling ajanlar kullanımında, kronik steroid tedavisi görenlerde ve yaşlılarda yüz derisi aşınmaları daha fazla olabileceği için bantlar göze zarar verebiliyor, morarma ya da ödem yapabiliyor. Bu yüzden bant seçimi de önemli hâle geliyor.
Çıkarırken kirpiklere yapışmaması için farklı bant sistemleri olduğu gibi sağlık personelinin eldivenle yapıştırması da zorlu işlem olabiliyor.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir: