2000’li yılların başında Zimbabve, kötü yönetim, siyasi çalkantılar ve ekonomik krizle boğuşuyordu ve bu durum ülkeyi hiperenflasyonun pençesine sürükledi...
İnsanların bugün 1 dolara aldığı ekmek diğer gün 10 dolar, birkaç gün sonra belki de 100 dolarlara çıkacak seviyelere gelmiş ve enflasyonist bir kaos ortamı oluşmuştu.
İşte bu kaos ortamında Zimbabve Merkez Bankası, çareyi sürekli daha büyük banknotlar basmakta buldu.
Bu strateji ile, ilk başta milyonlarla, sonra milyarlarla, en sonunda ise trilyonlarla ifade edilen kâğıt paralar dolaşıma girdi.
2008 yılına gelindiğinde piyasaya sürülen 100 trilyon Zimbabve doları ise artık zirve noktasıydı.
Dile kolay tam 100 trilyon dolar değeri olan bu para ile sadece birkaç günlük temel ihtiyaçlar karşılanabiliyordu…
İnsanlar market alışverişi için çuvallarla para taşıyor, ama yine de evlerine yeterince gıda götüremiyordu.
Bugün, Zimbabve doları tarihe karıştı ve bahsettiğimiz 100 trilyon dolarlık banknot ekonomik krizin bir simgesi olarak anılıyor.
2009 yılında ülke, yerel para birimini terk ederek Amerikan doları ve diğer yabancı para birimlerini kullanmaya başladı.
Ancak 100 trilyon dolarlık banknot, koleksiyonerlerin gözdesi olarak yaşamaya devam ediyor…
Kâğıt paranın üzerindeki o devasa rakamlarsa, aslında bir ülkenin yaşadığı ekonomik çöküşün acı bir hatırası olarak tarihte yer buluyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: