Türkiye'deki Ev Hanımlarının Tamamı İşe Başlasa Ekonomimiz Şaha Kalkar mıydı? İşte Rakamlarla Çarpıcı Veriler!

Türkiye ekonomisi için çokça alternatif konuşulurken bunlara bir de ev hanımlarını eklersek değişen neler olurdu?

Marketlerden yazılım geliştirmeye, fabrikalardan öğretmenliğe kadar her sektörde kadın çalışan sayısının patladığını bir hayal edin. Bu durum ekonomimizi nasıl değiştirirdi? İşsizlik oranı artar mıydı, Türkiye ekonomisi daha mı hızlı büyürdü?

Ve bir de üzerinde durulması gereken konu: Ev hanımlarının çalışma hayatında önünde duran engeller neler? Neden tüm kadınlarımızı iş gücüne dahil edemiyoruz?

Türkiye’deki ev hanımı sayısı ve iş gücüne katılım oranı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2023 itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 11 milyon ev hanımı bulunuyor. Çalışabilecek yaşta olan kadın nüfusunun yaklaşık %34,4’ü de iş gücüne dahil değil.

İş gücüne katılım oranına baktığımızda ise kadınların sadece %35’i ekonomik faaliyetlerde yer alıyor. Avrupa ülkelerinde bu oran ortalama %60-70 seviyelerinde.

Dünya Ekonomik Forumu Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği (2022) raporuna göre İsveç %61,5 katılım oranıyla 14. sıradayken Türkiye bu listenin 132. sırasında.

Şimdi, eğer tüm ev hanımları iş hayatına katılsaydı ne olurdu, hesaplayalım!

İş gücüne katılımın artışı ve büyüme potansiyeli nedir?

İş gücü arzı, ekonomik büyümenin en büyük kaynaklarından biri. Bu durumda ev hanımlarını da çalışma hayatına dahil etsek:

  • Türkiye’nin iş gücü büyüklüğü 11 milyon kişi artardı.
  • Şu anki toplam iş gücü 36 milyon civarında. Bu sayı %30 artış demek.
  • Eğer bu kişiler iş bulursa, Türkiye’nin 1 trilyon dolar olan 2023 GSYİH’si en az %20 büyüyebilirdi.

İşsizlik oranı hangi seviyeye gelir?

Ev hanımlarının tamamın iş gücüne katıldığını düşündüğümüz senaryoda Türkiye, bir anda 11 milyon yeni iş arayan insan kazanmış olacak. Ancak bu kadar fazla iş pozisyonu var mı?

Türkiye’de şu an işsizlik oranı 8,8 seviyelerinde. İş bulabilecek toplam kişi sayısı ise yaklaşık 3,2 milyon. 11 milyon ev hanımının bu sayıya dahil olması demek işsizlik oranlarını geçici olarak yükseltecektir.

Bu kişilerin %50’sinin hemen iş bulduğunu varsayarsak işsiz sayısı 8,7 milyon seviyelerine çıkabilir. Bu da işsizlik oranının %8,8’den %19-20 seviyelerine gelmesi demek.

Hane gelirlerindeki artış ne kadar olur?

Eğer bir evde sadece erkek çalışıyorsa hane geliri tek maaşa bağlı oluyor ancak kadın da çalışmaya başlarsa hane gelirinde %50 ila %100 oranında artış olabilir. Peki bu ne anlama geliyor?

Gelir artınca insanlar daha fazla harcar ve bu da daha fazla tüketim anlamına gelir. Örnek vermek gerekirse çift maaşlı ailelerin ev alması, isteğine göre kiralık ev bulması gibi planları kolaylaşır. Turizm, elektronik ve giyim sektörlerinde de patlama yaşanacağını kestirmek zor değil.

Bunun yanı sıra geliri artan aileler, çocukları için de daha fazla harcama yapabileceğinden özel okullara ve kurslara olan ilgi artabilir.

Sadece bireysel değil devlet ekonomisi de büyür.

Gelir vergisi tahsilatı artışı, sosyal güvenlik primlerinin yükselmesi ve tüketimin artışına bağlı olarak KDV gelirlerinin artması da kadınların iş gücüne dahil olduğunda olabilecek senaryolar.

Eğer 11 milyon ev hanımı iş gücüne katılır ve asgari ücretle (22.104,67 TL) çalışırsa, devletin yıllık ek SGK ve İşsizlik Sigortası geliri yaklaşık 515,9 milyar TL oluyor.

Kadın girişimciliğinde ve evden çalışma sisteminde yükseliş var.

Ev hanımlarının tümü tam zamanlı işe gitmek zorunda değil. Bazıları kendi işini kurabileceği gibi bazıları evden de çalışabilir. Son yıllarda yemek hizmetleri, el işi ürünler, online ticaret gibi alanlarda kadın girişimciler çoğalıyor.

Uzaktan çalışma modeli ile de birçok ev hanımı bilgi teknolojileri, müşteri hizmetleri ve içerik üretimi gibi sektörlere katılıyor.

TÜİK verilerine baktığımızda da 2002’de %13,1 olan kadın girişimci oranının 2023’te %17,4’e yükseldiğini görüyoruz. Bu da ekonomiye ciddi oranda katkı sağlayabilecek bir başka detay. Ayrıca KOBİ’lerin büyümesi ve istihdam yaratması da büyük avantaj.

Özet: Türkiye ekonomisi uçuşa geçer mi?

  • GSYİH en az %20 büyürdü.
  • Hane gelirleri artar, tüketim ekonomisi canlanırdı.
  • Vergi gelirleri artarak devlet bütçesine katkı sağlanırdı.
  • Kadın girişimciliği artar, yeni sektörler gelişirdi.
  • Ancak işsizlik oranı geçici olarak yükselebilirdi.
  • Enflasyon riski doğabilirdi.

Genel faydaların yanı sıra bir de sağlayacakları gizli faydalar var.

Kadınların istihdamı ile aslında iş gücü piyasasında rekabet artacak ve bu sayede hâlihazırda çalışanların verimliliği yükseleceği gibi farklı ve yeni beceriler de geliştirilecek. Becerilerin çeşitlenmesi ise doğru şekilde eşleştirmeyle beraber iş yerinde performansın artması demek.

Ayrıca yapılan araştırmalarda görülüyor ki kadınların iş gücüne katılması hem kadınların hem de çocukların yaşam kalitesini olumlu yönde etkiliyor. Çocuk büyüdükten sonra iş hayatına başlayan veya dönen kadınlar, ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaktır.

Bunun yanı sıra bu senaryoda hane içinde kararların alınmasında kadınlara daha çok söz hakkı tanınacaktır.

Peki kadınların iş gücüne katılmasının önündeki engeller neler?

Kadınların iş gücüne katılım seviyesinin düşük olmasının pek çok nedeni var. Bunların arasında iş hayatında yaşadıkları ayrımcılık, toplumsal cinsiyet eşitliğinin fiilen sağlanmaması, temel insan hakları normları bulunuyor.

Duymaktan nefret etsek de yok olmayan algılar ve olaylar arasında maalesef çocukluktan itibaren kızların okula gönderilmemesi ve eğitim haklarının elinden alınması da bulunuyor.

“O kadın işi değil.” cümlesi de bu noktada altı çizilecek detaylardan biri. Sırf bu yüzden kadınlar sadece belli meslekleri seçmek zorunda kalıyor.

“Otur, evine ve çocuğuna bak.” cümlesini de eklemeden olmaz. Bu sorumluluklar da bahane edilerek kadınların iş gücüne dahil edilmesi engelleniyor.

Ama bu işin bakmamız gereken bir yanı daha var. Her ne kadar iş gücüne katılsalar da bazı kadınların doğrudan güçlenme ve özgürleşmeye sahip olmadıkları da görülüyor. Bunun üstüne bir de sektörde ücretli çalışma, evde ücretsiz emek ve toplumsal yeniden üretim sorumluluğu kadınları daha da kırılgan hâle getiriyor.

Gelelim sonuca. Türkiye’deki tüm kadınların iş gücüne daha fazla katılması ekonomik büyüme açısından muazzam bir fırsat sunuyor ancak bu sürecin doğru yönetilmesi, istihdam kapasitesinin arttırılması ve kadın girişimciliğin daha fazla desteklenmesi gerekiyor.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 78

İlgili diğer içeriklerimiz: