Uzay araştırmaları her ne kadar dünyamız dışındaki uçsuz bucaksız evreni öğrenme amaçlı olsa da hem insanlık bazında hem de bir diğer önemli yandan “Başka bir yerde hayat var mı?” sorusuna cevap için onca çalışmalar devam ediyor.
Şimdiye kadar gerek Mars’ta gerekse birçok farklı gezegende yaşam belirtileri sayılabilecek bulgular ya da dünyaya benzer gezegenler keşfedildi. Fakat direkt olarak “dünya gibi” diyebileceğimiz gezegenlerden biri var ki, özellikle dünyaya benzeyen en yakın gezegen olması ile bilimin odağı olabilir.
Proxima B adı verilen bu gezegen Proxima Cantauri adındaki gezegenin yörüngesinde bulunan bir exoplanet, yani ötegezegen. Yapılan detaylı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bilimsel tahminler gezegenin ne çok soğuk ne de çok sıcak olduğunu gösteriyor. Bu da tıpkı bizim mavi gezegenimiz gibi sıvıların ve özellikle suyun bulunma ihtimalini çok yükseltiyor.
Güneş sistemimizden yaklaşık olarak 4.25 ışık yılı uzaklıkta olan bu gezegen, kırmızımsı bir renge sahip. Aynı zamanda yaşanabilir bölgelere sahip olduğu düşünülen Proxima B, dünyadan daha büyük ancak daha fazla dağlık alana sahip olduğu iddia ediliyor. Bu büyüklüğün %30 oranında daha fazla olduğu düşünülen söz konusu gezegende tek büyük sıkıntı kendi yörüngesinin büyük yıldızına (yani teknik olarak güneşine) bize göre daha yakın olması. Bu da X-ray ışınları başta olmak üzere zararlı beta ışınları konusunda bu yaşanabilir bölgeleri bazı dönemlerde yaşanamaz hale gelebilir.
Şu anda çalışmaların arttırıldığı bu gezegen şu an için teknik olarak Dünya 2.0 olabilecek en yakın gezegen gibi görünüyor. Eğer yaşanabilirliği oldukça yüksek olursa her ne kadar bu kadar uzakta olsa da bundan uzun yıllar sonra ayrı bir yerleşim hayalleri kurulabilir gibime geliyor. Ancak bu yolculuk öyle dünyanın bir ucundan bir ucuna gitmek gibi olmayacak. Çünkü Dünya’dan bir donanımlı Proxima B’ye ulaşabilmek yıllar sürebilir.