Diğer adı ‘uçuş kayıt cihazı’ olan fakat halk arasında daha çok kara kutu olarak bilinen cihaz, uçak kazasına sebep olan durumun ya da durumların belirlenmesini sağlayan en önemli araçtır. Bu araç, aslında hem kokpitteki sesleri kaydeden hem de uçuş bilgilerinin toplandığı iki ayrı kutudan oluşuyor. Bu kutular, şiddetli kazalara ve kaza sonrası oluşabilecek yangınlara karşı oldukça dayanıklı oluyorlar. Peki düşen bir uçaktaki kara kutu nasıl bulunur?
Her uçakta acil bir durum oluşması ihtimaline karşılık konum belirlenmesini sağlayan donanımlar bulunur. Değişimleri algılayan sensörler sayesinde çarpmanın ardından aktif hale gelen bu vericiler, uluslararası arama - kurtarma uyduları tarafından algılanırlar ve uçağın yerinin belirlenmesini sağlarlar. Fakat bu vericiler, su altındayken sinyal gönderemezler. Bu sebeple uçak enkazının suyun altında olduğu durumlar için özel olarak geliştirilmiş sistemler bulunur.
Söz konusu sistemler, enerjisini bataryadan alıyorlar ve suya battığında ses dalgası yaymaya başlarlar. 6000 metre derinliğe kadar 30 gün boyunca ses dalgası yayabilen bu sistemlerin yaydığı ses dalgaları, 3 kilometre mesafeye kadar tespit edilebilirler. Bu süre, ses dalgalarının en net şekilde tespit edilebildiği süre olarak tanımlanıyor. Bataryanın gücündeki azalmaya bağlı olarak bir zayıflama söz konusu olsa da ses dalgalarının 60 gün boyunca algılanabildiği belirtiliyor.