Antarktika, dünyanın en gizemli yerlerinden biri. Hakkında sayısız komplo teorileri var. Burada bulunduğu söylenen uzaylı üslerinden Nazi yerleşkelerine, var olduğu söylenen piramitlerden gizli deneyler yapılan laboratuvarlara dek bir sürü hikaye mevcut. Bunların ne kadar doğru olduğu da şüphe konusu.
Ancak bir gerçek var ki, buradaki buzlar yavaş yavaş eriyor ve eridikçe yeni şeyler ortaya çıkıyor. Buzlar eridikçe nelerle karşılaşacağımızı tam olarak kestiremiyoruz, yoksa eski ve gelişmiş bir medeniyetin kalıntıları bizi mi bekliyor? Hayal bile edemeyeceğimiz şeylerle mi karşılaşacağız? Yoksa boş bir kara parçası mı bulacağız? Esas soru, tüm bu sorular ve komplo teorileri niçin sürekli Antarktika’nın etrafında dönüyor?
Muhtemelen yıllar boyunca saklı kalması, keşfedildikten sonra seyahat edilememesi ve binlerce yıllık insanlık tarihine rağmen 100 yıl öncesine kadar buraya varılamamış olması. Antik dönemden bu yana, birçok haritada Antarktika’nın bazı bölgelerini buzsuz gösteriyor. Bunlardan biri ünlü Türk denizcisi Piri Reis’in 1513 yılında çizdiği dünya haritası. Piri Reis’in haritası, tıpkı 1818-20 arasında keşfedilen Antarktika’yı tasvir ediyor.
Antarktika hakkında bir diğer varsayım ise M.S. 2. yüz yılda Tyre’li Marinus’un ortaya attığı Terra Australis olarak bilinen büyük güney küre. 20. yüzyılın başında Kaptan John Davis, bu kara parçasına ayak basana kadar Antarktika tam bir muamma idi. Bu zamana dek antik haritalarda buzsuz olarak da resmedilmişti.
2012’de çekilen uydu fotoğraflarında, Antarktika’da sıra dışı bir fotoğraf gözlemlendi. Garip, oval şekil insan nüfusunun yaşadığı modern şehirlerden binlerce kilometre uzaktaydı. Yaklaşık 125 metre uzunluğunda olan şeklin görüntüsünü analiz eden uzmanlar, bunun düzenli bir yapı olduğunu düşünüyorlar, ancak “böyle bir yapı, doğada kendi kendine şekillenebilir mi?” sorusunu soruyorlar.
Bu yapı, Antarktika’da karşılaşılan en tuhaf durumlardan biri. Eski bir çok ABD bahriyeli asker, tuhaf hikayeler anlatıyorlar. Bunlardan birinden yakın zamanda Youtube’a düşen bir videoda bahsediliyor. “Uçuşa yasak bir bölgede, dev bir buz yarığı gözlemledik. İçinde ilk yardım ve tıbbi müdahaleler için doktorlardan oluşan bir grubu koruyorduk.Ekibimizde çalışan bilim insanları, üst düzey yöneticilere bu konuda bir şeyler yapılması hakkında baskı yapıyorlardı. Ancak biz konunun ne olduğunu bilmiyorduk. Sonrasındaki iki hafta, bu bilim insanları birer birer kayboldu.” dedi.