Tarihe şöyle bir göz atıldığında aslında her dönemde ensest evliliklerin bir tabu olduğu gerçeği göze çarpacaktır. Hemen hemen her kültürde çok hoş karşılanmayan bir durum olan akraba evlilikleri iş soylulara ve soyluların asil kanları mevzusuna gelince birden değişiveriyordu. Bu “üst düzey” insanlar kendi soylarından insanlarla evlenerek kraliye kanını saf tutmaya çalışıyorlardı. Özellikle mısır hükümdarları, kardeşleriyle ve hatta kendi çocuklarıyla evlenecek kadar işi abartmışlardı.
İnsanlığın gelişimi ve aradan geçen yüzyıllar bu bağnaz anlayışları ortadan kaldırsa da akraba evlilikleri ve ensest ilişkiler; kimi yok olmuş, kimi hala genetik yollarla aktarılan mutasyonlara sebep oldular. Bugün bu durumdan dolayı ortaya çıktığı ispat edilen 15 yaygın mutasyon şu şekilde:
1. Habsburg Çenesi:
Prognathism olarak da adlandırılan bu genetik durum, asil soylulara bağlı olarak gerçekleşmiştir. Habsburg ailesi, 1400'lü yılların ortalarında iktidara geldi ve 1700'lü yılların ortalarına kadar orada kaldı. Ancak bu süre zarfında oldukça fazla miktarda melez aile üyesi vardı. Aile dışındaki evlilik yerine Habsburglar, çıkarlarını korumak için yakın evlilikler düzenlemeye karar verdiler. Maalesef, genetikleri bunun bedelini ödedi. Çocukları, güçlü ısırıklar yapamayan işlevsiz çenelere sahip olmaya başladılar.
Bunun en kötü örneği, düzgün konuşamayan, çiğnemeyen ve salyalar saçan asilzade İspanya’daki II. Charles oldu. (Buna ek olarak, kendisi kısırdı ve bilişsel engelleri vardı: 4 yaşındayken konuşmayı ve 8 yaşında yürümeyi ancak öğrenebilmişti)
2. Uzun kafatasları:
Birçok antik Mısır büstüne bakarsanız, başlarının biraz uzun göründüğünü farkedebilirsiniz. ÖZellikle arka kısımları biraz açılı şekilde uzundur. Bu sadece büstleri yapan sanatçının bir üslup seçimi değildi; Birçok Mısırlının kafatasları aslında böyle şekillendi. Bunun büyük bir kısmı Mısır kraliyet gelenekleri arasında bulunan ensest ilişkilere bağlıdır. Mısırda kardeşler kızkardeşlerle evlenmiş, anneler oğulları ile evlenmiş ve kuzenler genellikle kuzenleriyle evlenmiştir. Sonuçta, kafataslarının sıklıkla deforme edildiği ve bazı patentli kişilerin kafasını sarmalamışlardı. Mısır Kralı Tut, böylesine kafatası deformasyona uğramakla kalmayıp, yarık damak, ayaklarda kemik eksikliği (kulübe kemik) ve skolyoza maruz kalmıştı.
3. Tırnak eksikliği:
Durum düşünüldüğünde aslında bu tarz akraba ilişkilerinin günümüzde devam eden mutasyonlarından birisi de budur. Baştaki soylu ailesi gibi Kingston ailesin de kendine has bir mutasyon durumu var: Tırnakları olmayan çocukları olduğu biliniyor. Ancak parmaklarının hepsinde tırnak eksikliği var. Ancak uzmanlar bu eksikliğin sadece söz konusu aileden gelen genlere sahip olarak gerçekleşeceğini söylemiyorlar. Tırnak eksikliği çeşitli sebeplerle ortaya çıkan basit bir mutasyon.
4. Hemofili:
1850'li yıllarda, İngiliz Kraliçe Victoria ve Prens Albert'in kan pıhtılaşmasıyla sorun yaşayan bir çocuğu vardı. Kardeşlerinin birçoğu aileyle dolaylı olarak evlenmişti ve ailede kan ilgili sorunlar artmaya başlamıştı. Bunun nedeni, ensülsiyon nedeniyle çok yaygın hale gelmiş olan, resesif geçişli bir genetik bozukluk hemofili hastalığıydı. Hemofili, Rus kraliyet ailesi olan Romanov'u da rahatsız etti İngiliz ailesinin bozuk alışkanlıkları onlara da bulaştı.
Hemofili kan düzgün bir şekilde pıhtılaşmaması durumudur. Çok basit ve kısa sürede iyileşecek yaralar pıhtılaşmadığı için ciddi kan kayıplarına sebep olurlar. Doğru bir şekilde iyileşemediklerinden, enfeksiyonlar sonucunda ölüme kadar götüren ciddi bir hastalıktır.
5. Mikrosefali
Pakistanlı Müslümanlar arasında, yakın akrabalar arasında evlilik halen yaşanıyor ve bu mutaston hala yaygın olarak gözüküyor. Yakın tarihli bir araştırmaya göre, Pakistanlıların yaklaşık% 63'ü kan bağı bulunan kişilerle evleniyorlar. Bu durum, bir çocuğun olağan dışı küçük bir başıyla doğduğu mikrosefali mutasyonuna yol açıyor. Genellikle beynin tam olarak gelişmediği anlamına gelir ve zeka geriliği büyük bir risk oluşturmaktadır. Pakistan kültürünün akıllıca yönlendirilmesi gerektiği açık zra 10 bin Pakistanlı’dan biri bu şekilde doğuyor.
6. Yarık Damak:
Ensestten doğan King Tut ile ilgili bir mutasyondan 2. maddede bahsetmiştik. Yarık damak şaşırtıcı sayıda tıbbi probleme sebep olan mutasyonlardan birisidir. Ağzın çatısı düzgün şekilde oluşturulmadığında ortaya çıkıyor ve bu nedenle sinüs geçişi açık kalıyor. Bu durum yeme, yutma, nefes alma ve hatta konuşmayı oldukça zorlaştırıyor.
Kenya ve Hindistan'daki modern raporlar da bu durumu ensestle ilişkilendiriyor ve fetüs rahimde oluşurken bu durumun gerçekleştiği tesit edildi. Dışarıdan evliliklerin zor olduğu küçük kabileler bu durumun artmasına sebep oluyor.
7. Yumru ayak:
Bu, Mısır Kralı Tut’un kavminden gelen başka bir mutasyon. Yumru ayak aslında geniş bir yelpazede farklı ayak anormalliklerini tanımlamak için kullanılır. Genellikle ayağının kemiklerinin hatalı şekillenmesi, kıvrılmış olması nedeniyle fark edilebilir. Bu koşullar doğumda anlaşılabilir ve oldukça yaygındır. Parantez bacaklar tedavi edilebilse de cerrahi müdahale gerektirebilir.
8. Albinizm:
Albinizm vücudun; saça, cilde, dudaklara ve diğer vücut parçalarına renk veren bir madde olan melaninden yoksun olduğu bir mutasyondur. Koyu renk ciltli bir genden gelseniz bile, albino olan insanlar açık gözlü, soluk tenli ve beyaza yakın renkte saça sahip olma eğilimindedir.
9. Cücelik:
Cücelik, yalnızca akraba evliliğinden sonra görünen bir durum değil, nesiller boyunca süre gelen genetiklerin taşıdığı bir durum aynı zamanda. 1700'lü yıllarda, yakın akraba ilişkilierinin yoğun olarak yaşandığı Lancaster adlı Pensilvanya yerleşimi vardı. Bu hastalığın nihai olarak ortaya çıkışı muhtemelen Lancaster’ın gen havuzunda çeşitlilik eksikliğine bilimsel olarak dayandırılıyor.
10. Asimetri:
Bu mutasyon, yüz asimetrisi içeren doğum kusurlarına neden olabilir. Birey doğduğunda kulakları, gözleri, burnu ve ağzı dahil olmak üzere her organ birbirinden farklı yerdedir. Yüzyıllar boyu gelen genetik aktarımla sonucu bugün bile tamamen simetrik yüze sahip olan bireylere oldukça nadir olarak rastlanıyor.