Arf Halkaları ve Hasse-Arf Teoremi ile adını matematik dünyasına altın harflerle yazdıran Cahit Arf, Türkiye’nin en önemli bilim insanları arasında yer alıyor. Bugün kullandığımız 10 TL’lerin arkasında bulunan matematik profesörü, 1 Nisan 1959’da Erzurum Üniversitesi’nin açılışında, günümüz teknolojisine yön verecek müthiş bir konuşma gerçekleştirmiş.
Boğaziçi Üniversitesi’nin Şubat 1993’te çıkarttığı ‘Bilim ve Mühendislik’ dergisinin 4. sayısında ‘Makine düşünebilir mi?’ başlığı altında gerçekleştirdiği konuşmasında yapay zeka ve nanoteknoloji konusuna değinen Prof. Arf, bu konuşmasını dünyaca ünlü fizikçi Richard Feynman’ın nanoteknolojinin gelişime yön verdiği şeklinde kabul görmüş konuşmasından birkaç ay önce yapmış.
Prof. Cahit Arf’ın yaptığı konuşmanın tamamını aşağıda göreceksiniz:
Makinelerin bazı işleri insan beynine nazaran çok daha çabuk yapabildiklerine mukabil, anlayış yani alış kapasiteleri büyük bir salonu doldurabilecek kadar büyük olanlarında bile, tenevvü bakımından insan beyninden çok düşüktür. İnsan beyninin kendi kendisini, kendi inisiyatifi ile tekemmül ettirmesine mukabil, makine yapıldığı gibi kalmaktadır. Bununla beraber kendi kendisini tekamül ettiren makineler tasarlamak mümkündür; fakat kanaatimce insan beyni ile makine arasındaki asıl fark, insan beyninin estetik mahiyette müessirleri alıp onlar üzerinde işleyebilmesi ve yine estetik mahiyette olan kararlar verebilmesine, verilen bir işi yapıp yapmamak hususunda kendisini serbest hissetmesine mukabil, makinede bu vasıfların benzerlerinin yok oluşudur. Bu vasıfları karakterize eden husus hepsinin de bir belirsizlik unsuru ihtiva etmesi, bunların şaşmaz bir şekilde uydukları kaidelerin olmayışıdır. Belirsizlik karakterine haiz olan insan dışı tabiat hadiseleri mevcuttur. Bunlar atom içinde cereyan eden olaylardır. Bu itibarla nispeten küçük sayıda atom içinde cereyan eden makinelerin işleyişinde müessir hale gelebilirse makinelerin estetik bakımdan da insan beynine benzetileceği ümit edilebilecektir. Böyle bir makine, mesela filan müzik parçasını güzel bulmadığını söyleyebilecektir. Fakat bu işin uzun yıllar sonra bile ve belki de hiçbir zaman yapılamayacağını zannediyorum.