Son Dönemin En Popüler Netflix Dizisi: Altered Carbon

Netflix’in Şubat ayının başında yayınladığı ve herkes tarafından çok sevilen ütopik evrene sahip dizi Altered Carbon’a göz attık. Dizinin nasıl bir evreni bizlere aktardığına baktık.

Eğer ölümsüzlük bulunsaydı, bu nasıl mümkün olabilirdi? Kısa süre önce Netflix’de ilk sezonu yayınlanan ve benim de izleme şansı yakaladığım yeni dizi Altered Carbon, tam da bu konuya odaklanıyor. Gelecekte beden ölümlerini ortadan kaldıracak bir teknoloji bulunur. Beynimizdeki tüm verileri bir diske aktararak beynimiz dahil bedenimizde oluşacak tüm zararları etkisiz hale getiren teknoloji, bedenler arası gezinmeye olanak tanıyor.

Boynumuzun arkasında bulunan bu diskleri koruduğumuz sürece sürekli yeniden hayata dönme şansı yakaladığımız dizi, yüksek bütçesini bütünüyle ütopik bir dünya kurmak için harcamış. Altered Carbon’un bütçesi, Game of Thrones’un ilk 3 sezonundan daha fazla. Bu da bir hayli yüksek bir bedele denk geldiğini gösteriyor.

Dizide anlatılan evrende boynumuzun arkasında yer alan diskleri koruduğumuz sürece ölümsüz olabiliyoruz. Ayrıca eğer çok ama çok zenginseniz, kendinizi gökyüzünde tuttuğunuz uydulara yedekleyebiliyorsunuz. Dizi ölümsüzlüğün güzel bir şey olmasının yanında, böyle bir şeyin olması sonucunda oluşacak olayları anlatıyor. Dünya’nın dışına çıkıp sayısız gezegene yayılan insanlık, tüm bunlara rağmen sömürmeye devam eder. Bir insan çok zenginse ve sürekli para kazanmak istiyorsa onu durduracak tek şey ölümdür. Eğer ölüm olmazsa, en iyi insan bile değişim gösterecektir. Altered Carbon tam olarak bunu anlatıyor. Ölümsüzlüğün insan doğasına yaptığı etkiyi gösteriyor.

2 Şubat’ta Netflix üzerinde 10 bölüm halinde yayınlanan dizinin başrollerinde Joel Kinnaman, James Purefoy, Martha Higereda,Chris Conner, Dichen Lachman gibi isimler bulunuyor. Bir bedeni yalnızca kıyafet olarak görmemizi sağlayan dizinin içinde bu sıralar sürekli konu olan yapay zekalar da var. Artık iyiden iyiye düşünmeye başlayan bu yapay zekalar, insanlarda olduğu gibi farklı kişiliklere sahipler. Kişiliklerinin yanında pek çok meslek grubunu bitiren bu yapay zekalar, günümüzde korkulduğu gibi insanlığı bitireceği senaryoya ulaşamamıştır.

Doğruluk Payı Var mı?

Altered Carbon, son derece ütopik bir dünyada geçiyor. Daha fazla ve kusursuz bedenler için klonların üretildiği, insanların zihinlerini uydulara yükleyip, diskine kadar parçalansa bile başka bir bedende yeniden doğduğu, zenginlerin sürekli yeni ve genç sayılabilecek bedenlere geçebilmesinden ötürü tek bir kişiden yüzlerce çocuğunun olduğu, gezegenler arası bir sistemin bulunduğu ve her zaman ki gibi kapitalizmin çok farklı bir boyuta ulaştığı bir evrenden bahsediyorum. Aşırı zengin olan insanların kendisine meth dediği ve bulutların üstünde aşağıdaki dünyaya göre sakin bir hayat yaşadığı bir evrende geçen dizide, zamanında bu düzeni durdurmak için başkaldıran bir askerin hayatını izliyoruz.

Takeshi Kovacs isimli adam, zamanında düzene karşı gelip bir örgüt üyesi olduğu için yakalanmış ve diski yüzlerce yıl boyunca buzda saklanmıştır. Yıllar sonra aşırı zengin ve yıllardan beri yaşamaya devam eden bir adam Kovacs’ı yeni bir bedende yeniden hayata döndürür. Laurens Bancroft ismindeki zengin adamın Kovacs’ı buzdan çıkarma sebebi ise kendini öldüren kişiyi bulması içindir. Zihnini uyduya yedeklediği için başka bir bedende hayatta kalan Bancroft, zihnini uyduya güncellemeden önce öldürüldüğü için suçlunun kim olduğunu bilmez. Dizide Kovacs’ın buzdan çıkıp yeni dünyaya nasıl uyum sağladığı ve bu cinayeti çözmek için neler yaptığını görüyoruz.

Bu tarz dizileri seven birisi olarak Altered Carbon’un son derece kaliteli bir senaryo ile çıktığını düşünüyorum. Bir dizi olduğuna inanamayacağınız kalitede grafikleri ve orantılı olay örgüsü ile Altered Carbon, şans vermeniz gereken dizilerden biri olarak gözüküyor. Bu arada hatırlatalım, içerisindeki cinsel ve şiddet içeriğinden dolayı 16 yaşın altındaki izleyicilerin izlemesi yasak.