Modern astronominin öncüsü Carl Sagan’ın öğrencilerinden olan Neil deGrasse Tyson’un sunduğu bilim programı Star Talk’ın konuğu, ünlü fizikçi Stephen Hawking oldu. Tyson’un sorularını yanıtlayan Hawking, evrenden önce neyin var olduğuna ilişkin bir soruya oldukça açıklayıcı ve bir o kadar kafa karıştırıcı cevaplar verdi.
Bilimsel gerçekleri dünyevi kavram ve olaylarla açıklayıp, herkesin anlayacağı şekilde örneklerle özetleyen Hawking, günümüzün en iyi bilim iletişimcilerinden birisi. Yaptığı açıklamada ise Dünya’nın şeklini uzay-zamanın kavisli yapısına benzeterek, evrenin oluşumundan öncesine dair betimlemelerde bulundu.
Hawking, "Einstein'ın genel görelilik teorisine göre uzay ve zaman, uzay-zaman sürekliliği için bir araya geliyorlar. Bu süreklilik madde ve enerjiyi içeriyor ve düz değil, kavisli.” şeklinde sözlerine başladı. Daha açıklayıcı olmak adına Hawking, Öklitçi yaklaşımla (Öklid Uzayı) tasvir etmeye başladı. Öklidçi yaklaşımda gerçek zaman, dördüncü boyut olarak ele aldığımız hayali zamanla yer değişir.
"Öklidçi yaklaşıma göre evrenin hayali zamanındaki geçmişi, Dünya'nın yüzeyi gibi dört boyutlu bir kavisli yüzeydir, ancak iki boyut daha fazladır" diyor Hawking. Nasıl yani? Toplamda 6 boyuttan söz ediyor. Peki bu ne demek?
Hawking, evrenin sınırlarının olmadığını düşünen bilim insanlarından. Hawking, "Sıradan (gündelik olarak bildiğimiz zaman) ve gerçek zamanlar için Güney Kutbu’nu başlangıç olarak görün. Burası normal fizik yasalarının dayandığı pürüzsüz bir uzay-zaman noktası olsun. Güney Kutbu'nun güneyinde bir şey olmadığını görürsünüz. Bu yüzden Big Bang'den önce bir şey yoktu." diyor.
En uzak güney noktasına vardığınızda, güneyde bir şey göremezsiniz. Bu olay Hawking’e göre Bing Bang’de de aynı şekilde işliyor. Yani verdiği örnekle Big Bang’i Güney Kutbu olarak betimliyor. Yani Big Bang’den önce zamanın var olmadığını anlatıyor. Yani buranın bir tekillik ifade ettiğini ve zamanın Big Bang ile başladığını açıklıyor.
Bir anlığına durup, Güney Kutbu’ndaki aynı noktada kesişen boylamları ve onları yol boyunca kesen enlemleri düşünün. Fiziğe göre zaman ve mekan yani dolasıyla evren, bu enlemler gibi Güney Kutbu’ndan (başlangıçtan, Big Bang’den) uzaklaştıkça genişliyorlar. Ancak kesiştikleri noktanın daha güneyinde hiçbir şey yok.
Beyinler ne durumda?