Atom Bombasından Sonraki En Ölümcül Silah Olan Sinir Gazının İnsan Vücuduna Olan Korkunç Etkileri!

İstihbarat ajanlarının karşılarındaki insanları, herhangi bir tehlike anında etkisiz hale getirmek için kullandıkları araçlar meşhurdur. Peki sinir gazlarını ve onların etkilerini duymuş muydunuz? Bir tanesi, II. Dünya Savaşı sırasında binlerce kişinin ölümüne neden olmuştu.

İngiltere’nin terörle mücadele birimi, eski bir Rus ajanı olan veİngiliz İstihbarat Dairesi için çalışan Sergei Skripal isimli kişinin ve kızı Yulia’nın, geçtiğimiz günlerde bir sinir gazına maruz kaldığını açıkladı. Skripal’ın ve kızının hayati durumları ciddiyetini koruyor. 

Sinir gazları, insanların atom bombalarından sonra yaptıkları en tehlikeli şey olarak biliniyorlar. Peki tam olarak nelerden oluşuyor ve neye sebep oluyorlar?

1. Sinir gazları nelerdir ve vücudunuza ulaştığında ne olur?

Sinir gazları, sinir sisteminin düzgün çalışmasını engelleyen oldukça zehirli kimyasallardır. Sarin, Tabun, VX ve Soman dahil olmak üzere birçok farklı tip vardır. Sarin gazı, II. Dünya Savaşı sırasında kullanılmış öldürücü bir silahtır. Hepsi benzer şekilde çalışırlar, sinir sisteminizi aşırı uyaran bu maddeler ve kaslarınızın kontrolsüz bir şekilde kasılmasına ve acı çekmenize yol açarlar. 

VX adındaki bir diğer zehirli gaz, doza bağlı olarak ve cilt teması, yutma veya enjeksiyon şeklinde uygulanabilir ve saniyeler içinde nefessiz bırakır. VX zehirlenmesinin erken belirtileri kusma, nefes darlığı ve burun akıntısıdır. Bununla birlikte, toksin çok hızlı hareket etmesi sebebiyle ölmeden önce tedavi edilmek için büyük şansa ihtiyaç vardır. Kişi, bir nevi boğularak can verir.

Ağırlıklı olarak gaz şeklinde uygulanan Sarin, solunum yetmezliği, kasılma, bilinç kaybı, ishal, felç, aşırı terleme gibi rahatsızlıklara neden olur. Göz bebekleri daralarak beyazlar. 

2. Peki bu sinir gazları nasıl çalışırlar?

Sinir gazları, tüm sinir sistemini kısa sürede hedefler. Business Insider, ajanların moleküllerinin, sinir hücreleri ve kas hücreleri arasındaki boşlukta (sinaps olarak bilinir) bir enzimi hedef aldığını belirtiyor. Normal şartlarda boşluktan iletişimi sağlayan bu enzim, “asetilkolin” adınadır. Bu enzim bir kasa dokunduğuna onun daralmasını sağlar. Bir diğer enzim “asetilkolinesteraz” ise esetilkoline yapışır ve kasın tekrar gevşemesini sağlar. 

Sinir gazları ise tam da burada devreye girerek bu süreci bozarlar. Kaslarda aşırı asetilkolin birikimine neden olurlar ve bu da kasları listelenen korkunç semptomlardan birisi olan kasılmara kurban eder. 

Sinir gazları çok zehirlidirler. Koruyucu kıyafetler giyilmesi, dozun uygulandığı kişinin güvenli olacağını garanti altına ne yazık ki alamaz. Toksinler gaz, toz ve sıvı dahil olmak üzere çeşitli biçimlerde uygulanabilirler. Etkili hale gelmek için teneffüs edilmesi, yutulması veya hedefin derisinden içeriye girmesi yeterlidir. 

3. Sinir gazları daha önce hiç kullanıldılar mı?

Evet, ne yazık ki pek çok kez kullanıldılar... 1995 yılında Tokyo'da sarin, koordineli bir terörist grubun düzenlediği saldırı sırasında şehrin metro sistemine salgılandı. 13 kişi öldü, 5.500 kişi yaralandı. Geçen yıl Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un üvey erkek kardeşi Kim Jong-nam, VX verilerek idam edildi. Suikastçılar bir havaalanında ona doğru yürüdüler ve sıvıyı bir bezle yüzün sürüverdiler. Kısa süre içinde son nefesini verdi.


Geçtiğimiz yıl Suriye'de yaşanan Sarin gazı saldırısı sonrasında gaza maruz kalan bir genç tedavi altında

Yine geçen sene, Suriye'de 80'den fazla insanı öldüren ve dünyanın dört bir yanındaki liderlerden kınama toplayan bir sarin saldırısı gerçekleşmişti. 

Söz konusu kimyasalların üretimi hiç de kolay değildir. Derme çatma, merdiven altı diye tabir edilen laboratuvarlarda üretilemezler.