Avengers: Infinity War’ı izlediyseniz, filmin baş kötüsü olan Thanos’un Ultron ya da Steppenwolf gibi ‘şeytani’ bir karakter olmadığını, insanları sırf kötülük olsun diye öldürmek istemediğini fark etmişsinizdir. Marvel Sinematik Evreni’nin en güçlü ‘kötü’ karakteri olan Thanos, kaynak kıtlığına bir çözüm getirmek için zengin-fakir, güçlü-güçsüz, güzel-çirkin ayırt etmeden evrendeki tüm canlıların yarısını yok etmeyi amaçlıyordu. Peki acaba Thanos haklı olabilir mi?
Thanos, evrenin kurtuluşu için proaktif bir çözüme inanıyor. Bu çözümün teknik olarak bir soykırım olduğu su götürmez bir gerçek. Fakat Thanos’un amacını faydacı etik çerçevesinde tartışırsak, o kadar da ‘kötü’ olmadığını görmüş oluruz. Zira faydacılık, bir şeyin doğruluğunu veya yanlışlığını geleneksel ahlakı bir kenara bırakarak getirdiği faydalara göre yargılamaktadır. Dolayısı ile Thanos’un evren nüfusunu yarıya indirme çabası, aşırı nüfus ve kaynak kıtlığı gibi en büyük sorunlara çözüm getirebileceği için tamamen yanlış olarak nitelendirilemez.
Filmi izleyenler hatırlayacaklardır; büyük dövüşün ardından Thanos, gerçeklik taşını kullanarak Tony Stark’a (Iron Man) yaşadığı gezegen olan Titan’ın eski halini gösteriyordu. Thanos, Titan’ın geleceğini görmesine karşın halkı onu dinlememişti; aşırı nüfus artışını takip eden kaynak kıtlığı, Titan’ın kendi kendini yok etmesine ve halkının parçalanmasına neden olmuştu. Bunu gören Thanos, evrendeki nüfusu sistematik olarak yarıya indirmeyi ve hayatın devamlılığını sağlamayı kendine görev bildi. Böylece diğer gezegenler aynı kaderi yaşamayacaklardı.
Thanos’un ruh taşını aldığı sahneyi yeniden hatırlayalım; ruh taşını almak isteyen kişinin sevdiği bir kişiyi feda etmesi gerekiyordu. Thanos, kızı olarak gördüğü Gamora’yı feda edeceği için göz yaşı döküyordu. Bununla birlikte Thanos, filmin ilerleyen sahnelerinde de hem sadık hizmetkarlarını hem de Gamora’yı kaybettiği için düzenli olarak yaşadığı günün bedelinin ağır olduğunu söylüyordu ve üzgün görünüyordu. Pek çok kişiye göre bu durum, Thanos’un şefkatli yanının açık bir göstergesiydi.
Avustralyalı bir ahlak filozofu olan Peter Singer, on yıllardır nüfusun kontrol altına alınması gerektiğini yazıyor ve söylüyor. Web sitesinde, ‘’Devam eden küresel nüfus artışı felakete neden olacak.’’ diyen Singer, bir anlamda Thanos’un haklı olabileceğinden bahsediyor. Singer da Thanos gibi faydacılık felsefesine inanıyor. Singer ölüme nesnel olarak yaklaşmıyor, eğer olumlu bir sonuca neden olacaksa, Thanos gibi merhametli öldürmeyi destekliyor.
Bir felsefe, sonuç her ne olursa olsun öldürmeye karşı çıkarken, bir diğeri daha büyük bir fayda için öldürmeyi meşru görüyor. Avengers: Infinity War, bu felsefi çatışmayı mükemmel bir şekilde seyircilere aktarıyor. Vision, Thanos’un tüm sonsuzluk taşlarını elde etmemesi için kendisine hayat veren zihin taşının yok edilmesini istiyor. Tüm yenilmezler buna karşı çıkıyor. Fakat felaket kapıya dayandığında Scarlet Witch, zihin taşını yok ederek Vision’ı öldürmüş oluyor. Burada teknik olarak bir felaketin kıyısına geldiğimizde faydacılığın tek çözüm yolu haline geldiğini görmüş oluyoruz.
Tüm etik ve felsefi tartışmalar, bir anlamda filmin içinde son buluyor. Filmin başında zaman taşını korumak için Spiderman ve Iron Man’ı feda edebileceğini söyleyen Doctor Strange, filmin sonunda olası 14 milyon gelecek senaryosunu gördükten sonra Iron Man’ı kurtarmak için zaman taşını Thanos’a teslim ediyor ve Thanos’un görevini tamamlamasının evreni kurtarmanın tek yolu olduğunu söylüyor. Bu da bir anlamda Doctor Strange’in Thanos’un haklı olabileceğini düşündüğü anlamına geliyor.
O halde bu soruya bir de siz yanıt verin; Thanos haklı olabilir mi?