Filmlerdeki “Kaldır ellerini FBI” ya da “gizli CIA ajanı” gibi söylemler, bu iki kurumu birbirine karıştırmamıza yol açıyor. Elbette karmaşanın ardında popüler kültür olduğu kadar, her iki örgütün de ABD merkezli olması kafaları bulandırıyor. Bu iki kurum en az ajanları kadar birbirlerinden farklılar.
Fedaral Soruşturma Bürosu açılmına sahip FBI, ABD’nin Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan bir devlet kurumu. Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA ise ABD devletle bağlantısı olmayan bir sivil toplum kuruluşu. CIA her ne kadar devletle resmi bir bağlantıya sahip olmasa da onunla eş güdümlü çalışmak zorunda. Tıpkı uzay ajansı NASA’nın aslında bir vakıf olması gibi. Burada iki kurumun birbirine karıştırılmasının ana nedenlerinden birisini daha görüyoruz: Sivil toplumdaki örgütlenme bilinciyle devlet kurumları kadar önemli olan teşkilatlanmalar.
FBI (Federal Bureau of Investigation) resmi logosu
Her iki örgütün ortak noktası Amerika’yı olası tehditlere, suçlara ve yasadışı faaliyetlere karşı korumak. Farkları ise çalışma şekillerine göz atınca ortaya çıkıyor. Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan FBI, ABD vatandaşlarını tüm ülke sınırları içerisinde korumakla yükümlüdür. Ülke içindeki istihbarattan sorumlu olan FBI, aynı zaman bir cezai soruşturma kuruluşu yapısına sahiptir. Yani ceza verme yetkisini üzerinde taşır. İşlenecek suçların istihbarat kanalları sayesinde önceden engellenmesi en büyük görevleri arasındadır.
Filmlerde izlediğiniz FBI ajanları da bu suçları engelleme adına, suçun cinsine ve kaynağına göre bütün dünyayı dolaşabilir. Yani gerçeklerdir. 1908 yılında kurulmuş ve 1935 yılında bugünki adını almıştır. Merkezi ABD’nin başkenti Washington’da bulunur.
11 Eylül saldırılarının ardından FBI, ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın kararını takiben terör soruşturmalarında lider örgüt olarak belirlendi. FBI genellikle istihbarat toplamak, paylaşmak ve suçluları yakalamak için özellikle hükümet kurumlarıyla çalışır.
Gelelim CIA örgütüne. Öncelikle yukarıda da söylediğimiz gibi bu örgütün devletten bağımsız oluğunu belirtelim. FBI’dan farklı olarak CIA, ABD’nin ülke sınırları içinde değil daha çok dışında faaliyet gösterir. Ana görevi uluslararası istihbarat toplamaktır. Uluslararası politikalar ve antlaşmalar oluşturmada aktif rol oynayabilir. CIA, devletin Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’ne doğrudan bütün bilgileri aktarmak zorundadır. İlk olarak II. Dünya Savaşı sırasında 1942'de Stratejik Hizmetler Ofisi (OSS) adı altında kuruldu. Beş yıl sonra 1947'de Merkezi İstihbarat Teşkilatı adını aldı. Genel merkezi ise ABD’nin Virginia eyaletindeki Langley kentinde bulunuyor.
CIA (Central Intelligence Agency) resmi logosu
CIA, ABD'nin güvenliğini tehlikeye atabilecek bilgileri açığa çıkarmak için, gizli casusluk faaliyetlerini yürüten dünyanın her yerine yayılmış sayısız ofise sahiptir. Görevir resmi internet sitesinde “Düşmanlarımızın planlarını, niyetlerini ve yeteneklerini ortaya koyan, karar ve eylem için temel oluşturan bilgileri toplayarak; Amerika'nın çıkarlarını korumak ve geliştirmekle görevlidir. Cumhurbaşkanı ve karar alıcılara içgörü kazandıran, uyarı niteliğinde olan ve fırsat sağlayan analizler üretmekle sorumludur.” şeklinde açıklanıyor.
CIA ajanlarının çalışmaları, ülkeler arasında yürütülen dış politikaları büyük ölçüde etkilemektedir. Birçok durumda CIA ajanları, her iki ülkeye de fayda sağlayabilecek bilgileri ortaya çıkarmak için, diğer yabancı istihbarat teşkilatlarıyla da çalışabilir. Nitekim öncelikği her zaman ABD olur.
FBI daha çok yurt içindeki sorunlarla ilgilenirken CIA’in sorun kavramı daha küresel işler. FBI ülke içindeki cezai hukuk sistemleriyle ilgilenirken CIA, ülkeler arasındaki diplomatik ilişkileri merkezine alır. Ayrıca CIA, ülke dışındaki ABD vatandaşı suçluların takibinen sorumludur. Onları yakalayarak ülkeye götürüp adalete teslim etmek amacıyla çalışır. CIA çoğu uluslararası soruşturma kapsamında, Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı (INTERPOL) ile birlikte çalışır. Interpol, CIA’in Avrupa’daki versiyonu gibidir.