Araştırmaya katılan Fransız deprem bilimci Louis Geli, Batı Marmara’daki kimi sismik hareketlerin gazdan kaynaklandığını ifade ederek, "Bölge neredeyse 1766 depreminden bu yana enerji biriktiriyor. 250 senedir biriken bir elastik enerjiden söz ediyoruz. Büyük bir depremin olacağından artık eminiz, bu bir ihtimal değil" dedi. Habertürk'ten Nalan Koçak'a konuşan Geli, Marmara Denizi'nde 7,2 ila 7,4 arasında bir deprem beklendiğini kaydetti.
Geli'nin söyleşisi şöyle:
Son araştırmanıza göre Marmara’nın batısında deprem riski değerlendirilirken gaz faktörünün de göz önünde tutulması gerektiğini belirtiyorsunuz, niçin?
Daha önce gerçekleştirilen araştırmalar, depremlerin yer kabuğunun çok derininde bulunduğunu gösteriyordu. Şayet bir deprem çok derinde ise, tektonik hareketlenme var demektir. Yani depreme 2 levha arasındaki hareketlenme sebep olmuş manasına gelir. Bizse araştırmamızda şunu ifade ediyoruz: Marmara Denizi’nin batısında gaz rezervleri mevcut. Bölgede kaydettiğimiz sismik hareketlerin bazıları esasında bu gazdan kaynaklanıyor. Yani sözünü ettiğimiz sismik hareketler teknotik hareketlere bağlı değil. Bir fay hattının davranışını analiz ettiğimizde, yani aktif olup olmadığını öğrenmek istediğinizde, bölgedeki sismik hareketlere bakarsınız. Büyük depremler her zaman olmadığı için, küçük depremleri kaydetmek icap eder. Sismologlar daha sonra ufak depremlerden bir hikâye ortaya çıkarmak durumunda. Olduğunu hissetmediğiniz çok küçük depremlerden söz ediyorum. Yani bir fay hattının davranış şeklini kavrama adına bu küçük sinyalleri analiz ederiz. En nihayetinde de 'Bu fay hattı tehlikeli veya değil' biçiminde makaleler yayımlarız. Kanseri anlamak için kan değerlerinize bakılması gibi düşünün.
Marmara’nın batısında bulduğunuz şey tam olarak ne?
Marmara Denizi’nin batısındaki gaz varlığını 10 sene önce keşfettik. Sözünü ettiğim alan, Silivri’nin batısından Tekirdağ’a kadar olan bölge. Yani Kumburgaz - Tekirdağ arası. Gazı Tekirdağ’ın güneyinde tespit ettik. Gazın deprem ürettiğini fark ettik. Zira gaz fay hattındaki basıncı artırıyor, tabakaların kaymasına sebep oluyor. Burada mühim olan netice şu: Bölgedeki depremlerin bazılarının sebebi tektonik hareket değil, gaz. Örneğin Marmara’nın batısında oluşan orta büyüklükteki kimi depremler gaz salımına sebep oluyor, söz konusu gazlar da yüzeye ulaştığında daha küçük ölçekli depremlerin meydana gelmesine neden oluyor.
Sanırım bu, 2011’de Marmara’da meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki deprem?
Evet. Bu depremi deniz tabanı gözlem istasyonuyla kaydettiğimiz için bayağı şanslıydık. Karasal gözlem istasyonuyla kaydetseydik, fay hattından çok uzakta olacaktık. Ancak bu defa yakındık. Bu depremin ardından birçok artçı deprem oldu, tamamını inceledik.
Ne buldunuz?
Depremlerin bazılarının, bakın hepsinin değil, gazdan kaynaklandığını tespit ettik. Bir hastalığın teşhisini doğru koymak istiyorsanız, sebepleri birbirinden çok iyi ayırmanız gerekiyor. Ben de önceki çalışmalara karşı çıkıyor değilim fakat bu şekilde bir sonuçla karşılaştık. Altını bir kere daha çizmek istiyorum; Marmara Denizi’nin batısına ilişkin konuşuyorum, tamamına değil.
Peki bu 'Fay hattı aslında kilitli' anlamına mı geliyor?
Kesinlikle. Marmara’nın batısındaki fay hattı hep kayan fay hattı olarak görülür, zira enerji salımı gerçekleşiyor ve kimse büyük bir deprem beklemiyor. Bu düşüncenin kesinlikle yanlış olduğunu söylemiyorum. Mesele deprem olunca konu çok karmaşık oluyor. Ancak siz Türkler daha evvel hesaba katmadığınız bir faktörü artık göz önünde bulundurmalısınız: Kaydettiğiniz depremlerin bazılarının nedeni düşündüğünüz şey değil. Yani bu depremlerin bir bölümü size fay hattının derin davranış şekli hakkında hiçbir şey söylemiyor.
Peki ya tsunami?
Evet, tsunami riski çok önemli. Çok bilinen ve yüksek bir risk.
Yani fay hattı düşündüğümüzden daha az enerji açığa çıkardığı için bölgede beklediğimiz deprem daha büyük olabilir mi?
Daha büyük bir deprem oluşacağı riskini dikkate almak gerekiyor. Söz konusu bölge için bilim insanları 7’nin üzerinde bir deprem beklemiyor. Biliyorsunuz esas büyük depremin beklendiği yer Marmara’nın merkezi. Büyükçekmece’den Silivri’ye uzanan hat. Bir başka fikir de, Adalar’ın altında olabileceği. Ancak yeni veriler ışığında bu analiz gözden geçirilmeli. Biz size verileri sunuyoruz, analizi siz yapmalısınız, bu hususta önemli bir tartışma başlatmalısınız. Biz diyoruz ki yalnızca demin bahsettiğimiz bölgeler değil, Marmara’nın batısında da büyük deprem riski olabilir.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Habertürk'ten Öznur Karslı’ya verdiği röportajında, Marmara Denizi’nin içinde en iyi olasılıkla 7,2 büyüklüğünde bir depremin meydana geleceğini belirtmişti. Sizin bir tahmin aralığınız var mı?
Haluk, anladığım kadarıyla denizin merkezindeki batık kısımdan söz ediyor. Evet kesinlikle burada deprem bekliyoruz. Onun söylediği hiçbir şeyin üzerine bir şey söylemem. 7,2 ila 7,4 arasında bir deprem bekleniyor.
Zaman geçtikçe enerji biriktirdiği için depremin büyüklüğünün arttığını söyleyebilir miyiz?
Bölge aşağı yukarı 1766 depreminden bu yana enerji biriktiriyor. 250 senedir biriken bir elastik enerjiden söz ediyoruz. Esas soru, bu enerjinin tam olarak nerede biriktiği? Her 20 yıl geçtikçe daha büyük bir deprem beklemek olası. Büyük bir depremin meydana geleceğinden artık eminiz, bu bir ihtimal değil.