Brezilya'da Tartışılan Uygulama: Yüz Tanıma ile Tepki Ölçen Reklam Panoları

Brezilya'da metro girişine yerleştirilen yüz tanıma özelliğine sahip ekranlar, kişisel verilerin gizliliği ve emniyeti bakımından endişe yaratıyor.

Ünlü bilim kurgu yazarı Philip K. Dick'in öyküsünden uyarlanan 'Azınlık Raporu' isimli filmdeki reklam panolarını hatırlayanlarınız olacaktır. Retina taraması neticesinde kimliği tespit eden bu hologramik panolar, oradan geçen insanlara doğrudan adıyla seslenerek, onunla etkileşime girmeye çalışıyorlardı. Bir hayli rahatsız edici olan bu sahneler, reklamcılığın geleceğine ilişkin önemli bir ipucuydu aslında. Nitekim Brezilya’daki bir metro hattına reklamlar için monte edilen yüz tanıma teknolojisi de, bu ürkütücü geleceğe artık çok yaklaştığımızı gösteriyor.

Reklamlara dair tepkileri kaydediyor

Sao Paolo’da bir metro hattında, metro girişine yerleştirilen yüz tanıma nitelikli ekranlar, kişisel veri ve gizlilik bakımından ciddi endişelere sebep oldu. Ekran bir yandan bu reklamları gösterirken, öbür yandan da her gün bu hattı kullanan yaklaşık 700.000 yolcunun tepkilerini sensörleri vasıtasıyla algılayarak kaydediyor. Şu anda Via Quatro tarafından işletilen ve sarı hat durakları olarak nitelendirilen Luz, Paulista ve Pinheiros duraklarında çalışır halde. Söz konusu duraklar, büyük olasılıkla pilot uygulama noktaları olarak seçilmiş.

Henüz yasal düzenleme mevcut değil

Yüz reaksiyonları mutlu, tatminsiz, şaşırmış ve nötr olarak kategorize edilmiş. İnsanların reklamlara olan tepkilerini izlemenin yanında, her yolcunun cinsiyetini ve yaşını da yaklaşık olarak tahmin edebiliyor. Şu anda Brezilya’da, kişisel bilgilerin bu biçimde (kamusal alanda yüz tanıma vasıtası ile) toplanmasını ya da kullanılmasını engelleyen hiçbir yasa yok. Dahası, Brezilya Ulusal Kongresi, 'kişisel verilerin korunması kanununu' gözden geçiriyor ve yakın bir gelecekte daha çok düzenlemeye gidilebileceğinin işaretlerini veriyor. Brezilya Tüketici Koruma Enstitüsü yetkilileri ise, bu hatta hızlı geçiş gibi sivil protesto eylemleri organize etme hazırlığında.

Yasalardaki boşluklardan yararlanarak doğrudan bu şekilde bir uygulamaya geçilmiş olmasının hiç de etik olmadığı kesin. Fakat yasal düzenlemeler yapılsa dahi, birtakım ihlallerin engellenebileceğine inanmak da zor. Çünkü bu teknoloji sadece markaların değil, hükümetlerin de kullanmak isteyebileceği bir teknoloji ne de olsa.