Neuropazarlama denilen teknik, ülkemize de hayli hızlı bir giriş yaptı. Artık pazarlamacılar ve satıcılar 10 TL’lik ürünleri 9.99 TL’ye satmanın ötesinde daha derin psikolojik teknikler ile tüketicilere yaklaşabileceklerinin farkına vardı. Sizler için Neuropazarlama’nın derinlerine inerek günlük hayatta karşılaştığınız belki de fark etmediğiniz pazarlama tekniklerini açığa çıkaracağız. Bu yazımızla sizleri pazarlama tuzaklarına karşı daha dirençli yapmayı hedefliyoruz.
Satılması İstenen Ürünü Öne Çıkaracak “Yem” Ürün Oluşturmak
İnsan, psikolojisi gereği tek ve mutlak bir seçenek ile karşılaşmayı sevmez. Özellikle çağımız düşünüldüğünde bir ürüne muadil olabilecek onlarca belki de yüzlerce opsiyon mevcut. Bu durumun farkına varan pazarlamacılar, sizlere sanki 3 adet opsiyonunuz varmış gibi göstererek elden çıkarmak istedikleri ürünleri rahatça satabiliyor. İlk olarak ucuz bir alt ürün sunan pazarlamacılar, o ürünün bir üst versiyonunu sizlere satabilmek için ilginç bir yöntem keşfetti. 3 adet akıllı telefon düşünelim; 1.si son derece ucuz, 2.si daha üstün özelliklere sahip ancak 300 tl daha pahalı, 3.sü ise 2.cisinden çok daha yüksek özelliklere sahip değil ancak çok daha pahalı. Normal bir tüketici özellikle zamanı yoksa rahatlıkla bu tuzağa düşerek 2. ürünü tercih edecektir. Böylece satıcı elden çıkarmak ve stoklarını eritmek istediği 2. ürünü kolaylıkla size satacaktır.
Ürünün Az Kaldığını ve Kaçırılmayacak Bir Fırsat Olduğunu İma Etmek
Bu aslında çok da uzak olduğumuz bir teknik değil, bu tür bir tekniğin bilerek uygulandığını Webtekno okuyucuları tabii ki anlayacaktır. Biz yine de aklınızda bulunması için tekrar etmek istiyoruz. Özellikle internet ortamında uygulanan bu teknik, ürün araştırması yapan tüketicinin geri döndüğünde ürünü yerinde bulamama ihtimali varmış gibi göstererek satış oranın arttırılmasını hedef alıyor. Hepimizin maalesef kabul edeceği üzere, bir ürün hatta kimi zaman sosyal hayatta bir insan, psikoloji gereği ulaşılması kolay olmadığı zaman daha değerlidir. Sonuç olarak karşısına fırsat olarak bir ürün çıkarıldığına inanan tüketici, bu fırsatı kaybetmemek için oyalanmadan ürünü alma eğiliminde olur.
Promosyon Ürünleri Ücretsiz Vererek Tüketiciyi Borçlu Hissettirmek
Günlük hayatta dahi hepimiz kendimize yapılan iyiliklere karşılık verme eğilimindeyizdir. İnsanların bu kibarlığından faydalanmak isteyen pazarlamacı ve satıcılar, siz bir ürün aldığınızda size pahası yüksek olmayan bir hediye vererek gönlünüzü kazanmayı hedef alır. Böylece tüketici bu iyiliğin altında kalmak istemeyerek markaya ya da satıcıya karşı sempati beslemeye başlar.
Hurt and Rescue (Zarar ver ve Kurtar) Tekniği
Bu tür bir satış tekniğiyle hemen türlü kozmetiğe ve sağlığa yönelik üründe karşılaşmak mümkün. Örneğin diş macunu reklamlarını ele alalım, dişine yakından bakılan tüketici doğru ya da yanlış diş sağlığının kötü olduğuna inandırılarak çözümü olacağına inandırıldığını ürüne yönlendirilir. Sokakta ise buna en iyi örnek olarak, saç derisi kontrolü yapan satıcıları gösterebiliriz. Saçlarınız yeterince zayıf olmasa dahi test yardımı ile size korkutucu bir sonuç çıkaran satıcı, artık sizi eline almış demektir. Artık tek yapması gereken, çözümün kendisinde olduğuna sizi inandırmaktır. Bu tür satış tekniğine en kötü örnek olarak; her insanda olabilecek hastalıklardan bahsedip, çözüm olarak ellerindeki doğal olmayan, hatta gerçek bal dahi olmayan kavanoz balları satmaya çalışan satıcıları verebiliriz. Tabii, her bal satıcısını aynı kefeye koymadığımızı da belirtmek gerekiyor.
Umarız gündelik hayatta ya da internet ortamında bir ürün satın alırken karşılaşabileceğiniz teknikleri size faydalı bir şekilde sunabilmişizdir. Unutmayın ki “Bilginin en büyük düşmanı bilgisizlik değildir, bildiğini zannetmektir.”