1869 ylında Pierre ve Ernest Michaux tarafından ortaya atılan buhar ile çalışan motosiklet fikri bir dizi geliştirmenin ardından 1900’lü yıllarda Harley Davidson’nın girişimiyle günümüzdeki halini aldı. Kısa zamanda dünyanın en popüler ulaşım araçlarından biri olan motosikletler, çağın ve şehir hayatının getirdiği hayat koşulları sebebiyle bugün birçok farklı kola ayrıldı. Bu yazımızda sizlere, motosiklet türlerinden ve bu türlerin hangi koşullara daha elverişli olduğundan bahsetmeye çalışacağız. Hazırsanız başlayalım.
Cruiser
Harley Davidson dendiği vakit akıllarda canlanan ve zaman içinde bir araçtan ziyade yaşam tarzına dönüşen Cruiser motorlar; yüksek yakıt tüketimi, kükreyen motoru ve oturaklı gövdeleri ile çağımızın en agresif yapılı motorlarındandır. Uzun yol için rahat bir sürüş vadeden bu oturaklı ama agresif canavarlar, maalesef seri bir motosiklet arayanların isteklerini tam olarak yerine getiremeyecektir.
Cruiserlar'ın alt türlerinden olan Custom motosikletler, fabrikasyon bir motorun sürücünün isteği dahilinde modifiye edilmesini odak alırken; bir diğer alt tür olan Chopperlar ise sürücü için yapım aşımında özel olarak şekillendirilen motosikletler olarak bilinir.
Racing
Spor kullanıma oldukça uygun olan bu motosikletler seri kullanımı ve ilgi çekiçi görünüşleriyle şehir yaşamına adapte edilen motorların başında gelir. Muadillerinin profesyonel yarışlarda dahi kullanıldığı bu hızlı canavarlar, modifikasyona uygun altyapıları ve genellikle 600cc ile 1100cc arasında değişen silindir hacimleri ile adrenalin sever sürücülerin ilk tercihidir.
Naked
Naked motosikletler Racing motosikletlerin seriliğine ve viraj kabiliyetine en yakın tür olarak bilinir. Ancak aksesuar anlamında pek fazla seçenek sunmayan bu araçlar, yalnızca sürüş deneyimine odaklanır. Manevra kabiliyeti ve güçlü motorlarının yanında şehir yaşamına adapte edilebilen bu motorların en büyük zayıf noktası ise şiddetli rüzgara karşı olan zaaflarıdır.
Scooter
Scooter ve Maxi Scooter olarak iki ayrı kola ayrılan bu sempatik motosikletler, otomatik vitesleri ve kolay kullanımı sebebiyle şehir hayatının en çok tercih edilen motosikletleridir. Yüksek hızlara çıkamamalarına karşın yüksek manevra kabiliyetine sahip olan Scooterlar, düşük yakıt tüketimiyle de pratik bir sürüş deneyimi vadeder. İşin Maxi Scooter boyutunda ise bu sempatik araçların fazla gelişmiş kuzeni olan Maxi Scooterlar, rahat seleleri ve geniş bagaj hacmi ile uzun yolculuklar için son derece elverişlidir.
Commuter
Yakıt tüketimi anlamında zaman zaman Scooterlar’dan bile daha iyi bir performans veren Commuter motosikletler, şehir hayatına uygun dizaynları ile Scooterlar'ın en büyük rakibidir. Hafif olmasına karşın dayanıklı yapıları ile dikkat çeken Commuterlar'ın, yedek parça fiyatları anlamında da kullanıcı dostu olması sebebiyle birçok şehir içi kullanıcıya göz kırptığını belirtmek gerekiyor.
Touring
Uzun yolculuk dendiği vakit ilk akla gelen araçlardan olan Touring motorlar diğer motosikletlere nazaran iri gövdeleri ve dengeli duruşları ile uzun motosiklet seyahatlerini seven motorcuların göz bebeğidir. Bolca eşya taşımaya müsait olan tasarımları ile Touringler son derece rahat olmalarına karşın, şehir içi kullanım için fazlasıyla hantallardır.
Cross
Şehir içi kullanıma uygun olmayan motorların en başında gelen Cross motosikletler, tasarım gereği far ve sinyal gibi trafiğe uygun gereçler barındırmadığı için şehir hayatında kesinlikle kullanılamaz. Kanunen yasak olmasının yanında spor müsabakaları için özel olarak üretilen bu araçların, ulaşım amacıyla kullanılmaması tavsiye olunur.
Enduro
Anlamı “dayanıklılık” olan ismiyle bile mesaj veren bu melez motosikletler, sık sık Cross motorlar ile karıştırılabilir. Cross motordan farklı olarak trafik araç gereçlerine sahip olan Endurolar, yüksek süspansiyonları ve seri hız ivmeleri ile çok tercih edilmese de şehir hayatına adapte edilebilir.