Mısır firavunu Psammatikos da, 'ormanda kendi başına büyüyen çocuk, Arapça öğrenir' efsanesine benzer bir şey düşünmüş olsa gerek ki, ülkesinde doğan her bebeğin nasıl olup da günü geldiğinde Mısır dilini konuşmaya başladığını merak etmişti.
Ona göre Tanrı da Mısırlıydı ve bu yüzden de, bebeklere Mısır dilini öğrettikten sonra dünyaya gönderiyordu. Yani dünyaya gelen her çocuk default (varsayılan) olarak Mısır dilini biliyordu.
Psammatikos, bir deney yaparak düşüncesini kanıtlamaya niyetlendi... Tarihteki ilk dilbilim çalışmalarından birisi olan Psammatikos deneyinde; firavun, yeni doğan bir bebeği zindana atıp kimseyle görüştürmeyecek, günü geldiğinde çocuk eğer Mısır dili konuşursa da (kendince) bu savını kanıtlamış olacaktı. Yani demek ki, Tanrı gerçekten de Mısırlıydı.
Yıllar sonra bir gün, çocuğun ağzından 'bekos' (ekmek) kelimesi çıkmıştı. Psammatikos bunu, iddiasını kanıtlamak için yeterli görmüş ve ikna olmuştu. Ancak gelgelelim, çok uzun zaman sonra gerçekleştirilen dilbilim çalışmaları bunun bir yanılgı olduğunu ortaya çıkardı...
İnsanlar herhangi bir lisanı öğrenmiş olarak doğmazlar, öğrenmeye yatkın olarak doğar ve bunu da dünyada öğrenirler. (Büyük olasılıkla, bebeğe yemek götüren hizmetkarlardan biri ağzından 'bekos' kelimesini kaçırmış, çocuk da yalnızca o sözcüğü işittiği için 'bekos' demişti.)