2024 yılından itibaren uzayda hiç görmediğimiz detayları görmeye başlayacağız. Çünkü Hubble Uzay Teleskobu’nun görüntüleme teknolojisi artık eskiyecek. Onun yerine daha net ve detaylı izlenimler sunan teleskoplar geçecek. Bu noktada NASA’nın sürekli ertelenen James Webb Uzay Teleskobu projesini bir kenara bırakarak konuşuyoruz.
Gökbilimciler, evrenin eski kalıntılarını incelemek ve muhtemel yabancı yaşam belirtilerini aramak için bu teleskobu kullanacaklar. Aslında bir gözlemevi olan Büyük Macellan Teleskobu, Şili’nin eşsiz bir uzay manzarası sunan sıradağlarında yer alacak. Cihazın toplam ağırlığı 0.9 tona ulaşıyor. Bu ağırlığın dengesini korumak adına yüzeye saplanacak destek için 7 metrelik bir çukur açılmış durumda.
Büyük Macellan Teleskobu, tamamlandığında böyle görünecek
Yapının asıl boyutları ise elbette 0.9 tonluk teleskop kadar değil. 22 metre yüksekliğinde ve 56 metre genişliğinde bir merkez içinde muhafaza edilecek teleskop, 1000 tona varan ağırlığa sahip çelik yapıyla desteklenecek.
Dünyanın en yüksek ve en kurak bölgelerinden birisi olan Şili’nin Atacama Çölü’ndeki Las Campanas Gözlemevi, Büyük Macellan Teleskobu’nun yapısına ev sahipliği yapacak. Bu bölgenin dünyanın diğer araştırma merkezlerinden farkı, neredeyse yıl boyunca geceleri gözlem yapmaya imkan sunması.
Büyük Macellan Teleskobu, Dünya atmosferindeki bozulmayı incelemek adına lazer bazlı optik teknolojiler de kullanacak. Atmosferdeki bozulmayı gidermek için özel sistemlere sahip olan teleskop, yeryüzünde olmasına rağmen uzaydaymış gibi net görüntüler çekecek. Hatta bu netlik, şu sıralar uzayda bulunan Hubble’dan bile 10 kat daha fazla olacak.
Proje, 2009 yılında hayata geçirilen ve hala Dünya benzeri ne kadar gezegen keşfediliyorsa hepsinden sorumlu olan Kepler Uzay Teleskobu’nun izinden gidecek. Kepler’in keşfettiği Dünya benzeri gezegen sayısı son dönemde 55’e ulaştı.
NASA’nın 2021 yılında -bir daha ertelenmezse- hayata geçirmeyi planladığı James Webb Uzay Teleskobu projesi, Büyük Macellan Teleskobu ile koordineli çalışabilir. Bu iki teleskobun teknolojisi, söz konusu 55 Dünya benzeri gezegen üzerindeki potansiyel yaşamın izlerine ulaşmamızı sağlayabilir.