Teknolojik imkanlar ve tıptaki farkındalıklar geliştikçe, görme engeli gibi elzem bir duruma karşı çözümler de artıyor. Artık doğuştan görme engelli insanların, hayatlarında ilk kez görebilmeleri için daha fazla umut var. Bir an için doğumuzundan bu yana gözlerinizin hiç görmediğini hayal edin. Dünyayı nasıl algılardınız? Görsel hafızanız değil, diğer hislerinizle algılardınız. Bu nedenle görmeye başladığınızda yaşadığınız deneyimler çok farklı olurdu.
Aslında görme engelli insanların büyük bir kısmı tamamen karanlık bir görüşe sahip değillerdir. Toplumun genelinde hakim olan bu yanılgının aslı, kişinin görme engeli derecesine ve türüne göre değişir. Hastaların büyük bir kısmı çok az ışık ya da birbirine karışan renkler gördüklerini söylerler.
Doğuştan değil, ancak 3 yaşında görme yetisini kaybeden Mike’ın mucize hikayesi:
Mike May, henüz 3 yaşında bir çocukken görme yetisini kaybetti. Ömrü boyunca önce anne babasının ve sonra da eşinin desteğiyle dünyanın en başarılı kayakçılarından birisi olmayı başarmıştı bu adam.
Bundan 20 yıl önce 46 yaşına geldiğinde ise gözleri yapılan operasyonlarla yeniden görmeye başladı. Yeni doğmuş bir bebek gibiydi Mike.
Bandajlar söküldü, Mike’ın ilk gördüğü kişi eşi oldu:
Alışkanlığından dolayı Mike, eşinin yüz hatlarını tanımak için dokunma duyusunu kullanıyordu. Bu eşini ilk görüşüydü. Sonra çocuklarını ilk kez gördü ve şaşkınlıkla birlikte mutluluk duygusunu aynı anda yaşadı.
Mike’ın beyni 43 yıllık görme engeli yüzünden -tıpkı diğer görme engelli insanlar gibi- dünyayı çok farklı şekilde kodlamıştı. Evinde, çevresinde gördüğü her şey ona çok yabancı geliyordu. Bunun nedeni, çevresini üç boyutlu olarak zihninde haritalandırmasıydı. Bu haritalandırma, gören birisinden farklı olarak herhangi bir anda arkasında neyin olduğunu “görmesini” sağlıyordu, ancak Mike gerçek anlamda görmeyi bilmiyordu.
Gören bireylerin başlarını çevirdikleri anda kaşılarında olan şeylerin sağlarında ya da sollarında kalıyor olması alışılmış bir durum. Görme engelli bireylerde ise bu deneyim oldukça şaşırtıcı bir şey. Mike da haftalar boyunca renkleri, cisimleri ve insanları yeniden deyimledi, 3 yaşına kadar yaptığı gibi yeniden öğrenmeye başladı. İlk kez bir şehir manzarasına baktığında Mike, "Beyaz çizgiler, yerde yatan yeşil ve kahverengi parçalar görüyordum." demişti.
Mike görmeye başladıktan sonra katıldığı ilk toplantısında insanların yüz hareketlerini ve ağızlarını takip etmekten odaklanamadığını söylüyor. Ayrıca pek çok deneyimi öğrenebilmesi de vaktini almış. Evindeki düz koridorların, gerçekten beyninde kodladığı gibi yamuk olmamasına çok fazla şaşırmış.
Mike ya da onun gibi görmeyi umut eden binlerce engelli dostumuz var, ancak hepsi bu adam kadar şanslı değil. Belki hiçbir zaman göremeyecek olan dostlarımızın gözü kulağı olmak zor olmamalı. Elinizi bir defa uzatmanız yeterli...