Uzak gezegenleri gözlemlemek çok zor ve çok yüksek maliyetli bir iş. Hubble Uzay Teleskobu’nun sahip olduğu teknoloji, artık belirli bir mesafeden sonraki gezegenleri gözlemlemekte yetersiz kalıyor. NASA’nın gezegen avcıları takımına yakın zamanda katılan TESS ise faaliyet göstermeye başladı.
TESS üzerinde daha önce hiç kullanılmamış 4 gelişmiş kamera sistemi, ilk defa kullanıldı. Yakalanan görüntü, uzay aracının ne kadar geniş bir alanda tarama yapabildiğini gözler önüne seriyor.
7 Ağustos’ta 30 dakikalık bir süre boyunca TESS’in çektiği görüntüler şu şekilde:
NASA tarafından “İlk Işık” olarak adlandırılan bu görüntü dizisi gözünüze o kadar da görkemli gelmeyebilir, ancak bu görüş alanına sığan birkaç tane takımyıldız var. O takım yıldızların yörüngelerinde dolaşan gezegenleri bir düşünün.
Görüntüde Küçük ve Büyük Macellan Bulutlarını, Samanyolu’nun yörüngesinde dönen iki cüce gök adayı görüyoruz. Bu bölgelerdeki yıldızların büyük çoğunluğu potansiyel olarak yaşam barındırma ihtimali olan gezegenlere sahip.
TESS’in ana görevi, dikkate değer gezegenlerin olduğundan şüphelenilen bölgeleri tespit etmek. Bu görüntüler James Webb Teleskobu gibi daha gelişmiş sistemlere sahip araçlara aktarılarak, detaylı olarak taramalar yapılacak. NASA’nın amacı, potansiyel yaşam barındıran gezegenlerin kütlelerini, atmosferik yoğunluklarını net bir şekilde tespit etmek olacak.
NASA’nın “İlk Işık” dediği bu görüntüdeki yıldızlar ve onların gezegenleri, önümüzdeki iki yıl boyunca incelenecek. Bir başka deyişle, yakında varlığından bihaber olduğumuz yeni gezegenler duymaya hazırlanmaya başlayalım.