Yaz aylarını neredeyse noktaladığımız şu günlerde, gündüz ve gece hava sıcaklıkları farklılık gösteriyor. Bu duruma bir de aniden düşen sıcaklıklar eklenince, durumdan etkilenen birçok kişi soluğu hastanede alıyor. Son dönemlerde sağlık ocaklarına ve hastanelere bireylerin muzdarip olduğu konu ise aynı; üst solunum enfeksiyonları.
Artış yaşanan enfeksiyon durumu, toplumun büyük bir kısmını etkilemekle birlikte, antibiyotik kullanımını da arttırdı. Ancak bildiğiniz üzere ülkemizde artık antibiyotik kullanımı sınırlandırılmış durumda ve çok gerekli hastalıklar dışında doktor kontrolü olmadan kullanılmıyor. Konu hakkında konuşan Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi KBB Uzmanı Dr. Fatih Mutlu şu ifadelerde bulundu:
“Üst solunum yolu enfeksiyonları Türkiye toplumunun çok büyük bir kesimini etkiliyor. Özellikle ilk 6 yaştaki hastaneye başvuruların yüzde 40-45’e yakını üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanıyor. Erişkinlerde de çok büyük oranlarda yüzde 20-25’lerde birinci basamaktaki hastaneye başvuru sebepleri arasında yer alıyor. Bu dönemde özellikle artması tatil döneminden çıkıştaki iş verimliliğinin azalması açısından, iş gücü kaybı açısından çok önemli. Çünkü üst solunum yolu enfeksiyonları bulaşıcı hastalıklar grubunda ve bulaşmasının engellenmesi için hastaların maruz kalmaları durumunda istirahat etmeleri gerekiyor, toplumdan kendini izole etmesi gerekiyor. İzole ettiğimiz takdirde diğer kişilerin hastalanmasını engelleyebiliyoruz. Hastaların çoğu viral olduğu için özellikle çocuklarda yüzde 90’larda viral sebeplerden dolayı kaynaklanıyor, yetişkinlerde ise yüzde 60-70’lerde viral sebeplerden dolayı kaynaklanıyor.”
Bu bağlamda hepimiz bir anda antibiyotiğe sarılmak yerine; bol sıvı tüketimi gibi basit ancak önemli yöntemleri deneyebiliriz. Bir diğer önemli nokta ise hasta kişilerden uzak durmaktır. Kış aylarında daha kolay enfeksiyon aldığımızı ifade eden Mutlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Kış mevsimlerinde üst solunum yolu enfeksiyonları artacak bunun nedeni havaların soğuması değil, bizim daha çok bir arada olmamız, birbirimize daha yakın olmamız, daha hastalıklara çok dışarıda değil de iç mekanlarda olmamız neden oluyor. Bu durumlarda birbirimize mikrop alıp vermemiz daha kolay olduğu için solunum yolu enfeksiyonlarında artış oluyor kış aylarında. Bu hastalıklarda eğer bir ateş düşürücü kullanılacaksa, birden fazla ateş düşürücüyü aynı anda kullanmamak gerekir. Ya da bir ateş düşürücüyü bir seferde öteki ateş düşürücüyü diğer seferde dönüşümlü olarak kullanmamak gerekir. Çünkü bu ateş düşürücü ilacın toksit etkisine maruz kalma olasılığını artıran bir durumdur. Bir tanesini seçip onu kullanmaları gerekiyor. Ateş düşürücülerin, solunum yolu hastalıklarının seyrini kısaltmadıklarını, onu değiştirmediklerini unutmamak gerekiyor. Ateş düşürücüler çok büyük oranda yalnızca hastanın konforunu ve rahatını sağlamak için verdiğimizi unutmamak gerekir. Ateş düşürücülerin hastalığın iyileşmesinde bir payı yoktur.”