Oyun dünyasının en büyük sorunu bilgisayarlardır. Konsolları da birer oyun bilgisayarları olarak görecek olursak, her şeyin aslında transistör cenneti olan mikro-işlemcilerin güçlerine bağlı olduklarını anlayabiliriz. Diğer taraftan oyunları oynamak için, yazılımlarını kendi sistemlerinize yüklemeniz gerekir. Bu da günümüz teknolojilerinin sunduğu imkanlara göre aslında epey ilkel bir yöntem.
Yeni nesil dosya paylaşım sistemleriyle haşır neşir olanlar, ne demek istediğimizi anladılar. Yine de sözü fazla uzatmayıp bulut teknolojisinin oyun dünyasını nasıl değiştireceğinden bahsedelim. Temel olarak merkezi bir sunucu üzerine bağlanmak, ilgili hizmete uzaktan internet aracılığıyla erişmek aslında yeni bir şey değil. Nitekim oyun dünyası için oldukça yeni bir hikaye.
Microsoft’un yeni adımı Project xCloud, tam da bu konuya odaklanan bir yenilik. Oyunlar, uzaktaki sunucular üzerinde bulunuyor, oyuncular ise ellerindeki cihazın teknik yeterlilik durumu fark etmeksizin bu oyunlara erişebiliyorlar. Bir bakıma bulut teknolojisi sayesinde uzaktan oyun sistemleri kiralamış oluyorlar. Tablet, bilgisayar, dizüstü ve hatta akıllı telefon gibi cihazlardan Tomb Raider gibi üst düzey oyunlar, sorunsuz şekilde oynanıyor.
Peki Project xCloud nasıl çalışıyor, proje hakkındaki önemli detaylar neler?
Microsoft’un bulutta oyun çözümlerinden sorumlu isim olan Kareem Choudhry, bu anlayışın gelecekteki oyun dünyasına önemli ölçüde yön vereceğinden bahsediyor. Açıkçası haksızlık da yapmıyor. Film izler gibi oyun oynamak, bunun içinde binlerce TL para harcamak istemeyen milyonlarca insan var.
Mobil oyunculuğun son 2 yılda ne kadar geliştiğini de unutmayalım. Bugün Microsoft’un PlayStation karşısında ezilen Xbox evreninde 3000’i aşkın oyun var. Eğer Microsoft xCloud sistemini ciddiye alırsa Sony’yi tarih edebilir, çünkü işler konsol rekabetini aşıyor. Bu da yazılım devinin işine gelecektir.
Project xCloud ne zaman faaliyet göstermeye başlayacak?
Kareem’in açıklamalarına göre teknolojinin ilk testleri 2019’da herkese açık şekilde başlayacak. Zaman içerisinde sisteme ilişkin geri bildirimler toplanıp, sık sık yapılacak güncellemelerle yerleşik bir oyun dünyası inşa edilecek. Aynı zamanda xCloud geliştiricilere de açık bir platform olacağı için, oyunların sayısında ciddi bir artış beklemek yanlış olmaz.
İlk testler, Bluetooth üzerinden Xbox kablosuz oyun kolunun bağlı olduğu telefon ve tabletlerle yapılıyor. Bu cihazların dokunmatik ekranları da oyunları kontrol etmek için kullanılabiliyor. Microsoft, uyun kolu ya da farklı arabirimler kullanmak istemeyenleri de düşünüp, dokunmatik ekran kontrollerini geliştirecek bir arayüz de tasarladı.
Bulut sistemleri üzerinde oyuncuların sürekli karşı tarafa bilgi gönderip, sonuçlarını anında görecekleri bir iletişim sistemi kurmak zor. Zira oyunda verdiğiniz bir komut, önce internet bağlantınız aracılığıyla uydulara, ardından da Microsoft’un xCloud sunucularına erişiyor. Bunun karşılığında verdiğiniz komutun geri dönüşünü aynı yollarla alıyorsunuz.
Microsoft’un xCloud için kurduğu sunucular ise merkezi olmayacaklar. Şimdiden firmanın 140 ülkede bulunan Azure sunucularında gerekli dönüşüm süreçleri başlatıldı. Önümüzdeki yıllarda 5G bağlantı teknolojisinin fazlasıyla yaygın olacağını unutmamak gerekiyor. Bulut teknolojisi, oyun dünyasının bel kemiği olmak için yüksek bağlantı hızlarına ihtiyaç duyuyor. Yapılan testler standart olarak 10 megabit hıza sahip ağlarda yürütülüyor. 5G ile ortalama bir akıllı telefon bile bu hızlara direkt hücresel bağlantı üzerinden ulaşacak.
Son olarak Microsoft’un bu konuda rakipsiz olmadığını da hatırlatalım. Google, Project Steam ile Assasins Creed Oddysey oyununu oynatmaya başladı bile. Mozilla ise tarayıcısı Firefox üzerinden benzer bir sistemi inşa etmek için son 2 yıldır hummalı bir çalışma yürütüyor.
Eğer yakın zamanda bir oyun bilgisayarı aldıysanız, muhtemelen oyun oynamak için son kez yüksek miktarda para harcadınız. Gelecekte cüzdanları kurutan, söz konusu bulut sistemlerine vereceğimiz aylık abonelik ücretleri olacak.