Renk bilimi son dönemde kameraların iyi mi kötü mü olduğu tartışmalarında kendine yar bulan bir konu. Bu konu üzerine bilimsel araştırmalar da yapılıyor.
Renk Nedir?
Renk biliminin ne olduğunu konuşmak için önce rengin ne olduğunu konuşmak gerekiyor. Sonra da rengin ekranlara nasıl yansıtıldığını.
Renk dediğimiz şey ışığın, kendi öz yapısına ya da cisimlerden yansımasına bağlı olarak gözde oluşturduğu duyum. CFA olarak adlandırılan Renk Filtresi Dizisi de dijital aletlerin rengi algılamasını sağlayan bir sistem. Bunların en meşhur ve en çok kullanılanı da Bayer CFA. Bu sistemde bir mavi, bir kırmızı ve iki de yeşil kareden oluşan 2x2'lik bir matris söz konusu. İki tane yeşil olmasının sebebi, dijital görsellerde aydınlatma da önemli ve yeşil renk bizim gözümüzün en hassas olduğu renk.
Bayer CFA filtreleri geçen ışığı sensöre elmeden önce filtreliyor ve her bir piksel özel bir renk kodu algılıyor. Bunun sonucu olarak görüntü kırmızı, mavi ve yeşil renklerden kareler olarak eskizlenmiş oluyor. İşimiz bitti mi? Bitmedi. Renkli kare karalamaca gibi fotoğraflar paylaşmıyoruz sonuçta. Debayering ya da Demosaicing adı verilen işlem ile bu pikseller, yandaki piksellerle renklerini benzeştirmeye çalışıyorlar, bunun sonucunda da görseli elde etmiş oluyoruz.
Temel olarak, çekilen her dijital fotoğrafın üçte biri gerçek görüntü, üçte ikisi renk tahmini, görüntüsel varsayımlar falan şeklinde oluşuyor. Görüntünün Raw data mı yoksa Jpeg mi olacağı da bu işlemlerin yoğunluğunu değiştiriyor.
Renk Bilimi Nedir?
Renk bilimi temel olarak, bir kameranın bir görüntüyü nasıl renklendirmeye karar verdiğidir. Renk her ne kadar bir görüntüyü oluşturan iki etmenin sadece birisi olsa da genel olarak görüntünün karakterini de renkler belirliyor. Renkleri belirleme kısmı genellikle daha önce anlattığımız şekilde gelişiyor, ancak aynı megapikseldeki eski ve yeni fotoğraflar arasındaki farkın nedeni, algoritmaların daha gelişmiş olarak kullanılması.
Denklemin bir kısmı, her pikselin renk kodunun belirlenmesi. Ayrıca kameranın beyaz rengi de ayrıştırması gerekiyor ki ışık yansımaları resmi bozmasın. Bunu yapmak için de renk dengesini mavi-turuncu ya da yeşil-mor arasında ayarlıyorlar. Bir kameranın renkleri nasıl ayarlayacağı ise tam olarak yapılan yazılım ayarlamasına kalmış durumda. Telefonlarda kullanılan kameralar genelde, göze daha hoş gelen sıcak tonlar kullanılıyor.
Son olarak, resim çekerken kullandığımız ayarlar var bir de. Bunlar arasında renk düzeltme, parlaklık, kontrast, keskinlik vs. gibi seçenekler var. Bu ayarların her biri ve her birinin seviyesi görselin son halinde değişiklikler yapmayı sağlıyor.
Her firmanın kendi karakteristikleri var. Kişilerin tercihlerine göre de tercih ettikleri kameralar değişebiliyor. Daha önce daha geleneksel ve sıcak renkler kullanan iPhone en doğal kameraya sahip olarak görülüyordu ancak son yıllarda bu durum da değişmiş vaziyette.
Günümüzde fotoğraf çekerken çalışan yapay zekalar ise sahneye ya da objeye göre algılama yapıp, ona göre renk tonlarını ve diğer ayarları otomatik olarak belirleyebiliyorlar. Büyük firmalar artık az çok kendi karakteristiklerini oturtmuş vaziyetteler. Geri kalanlar ise ayarlarını bir o yana bir bu yana kaydırıp duruyorlar.
Renk Bilimi Ne Kadar Önemli?
Renkleri ve renklerin nasıl dijitale aktarıldığını geride bıraktığımıza göre, sıra geldi renk biliminin gerçekten önemli olup olmadığı konusuna.
Renk bilimi, özellikle akıllı telefonlarda oldukça önemli. Renk bilimi en çok .jpg, .jpeg gibi formatlarda kaydedilen fotoğraflar için hassas olan bir konu. Çekilmiş olan herhangi bir raw fotoğrafı istediğiniz herhangi bir telefondan alınan görüntüye rahatlıkla dönüştürebilirsiniz. Bu yüzden, normal bir kamera ile çekim yapıyorsanız renk bilimini çok da umursamanıza gerek yok. İşlenmemiş olan görüntüyü istediğiniz şekle nasılsa getirirsiniz.
Mobil cihazlarda ise genellikle JPEG formatında resimler çekiyoruz. Bu da kameradan çıkacak olan görüntüde büyük miktarda bilgi kaybı olduğu anlamına geliyor. O yüzden de JPEG fotoğraflar diğer türlerden daha az yer kaplıyor. Bize yer kazandıran bu bilgi kaybı, karşılığında bizden daha sonra büyük değişiklikler yapabilme şansımızı alıyor. Bu nedenle de telefon ekranından aldığımız görüntünün iyi olması için renk bilimine güvenmek zorundayız.
Burada önemli olan bir başka nokta da, cihazların kullanım şekilleri. Cep telefonu ile fotoğraf çeken bir kişi, bunu hemen bir sosyal medya paylaşımı için kullanıyor. Bu kişiler için fotoğrafın çekildiği anda güzel gözüküyor olması önemli. Üstünde oynama yapmak isteyeceğiniz, daha ticari ya da profesyonel bir çalışma içinse gerçek bir kamera ya da DSLR fotoğraf makinesi kullanmak daha mantıklı ve doğru bir karar olacaktır. iPhone ve Pixel'lerin fotoğraflarının övülmesinin sebebi, uyguladıkları renk biliminin başarısından gelir.
Renk Bilimi Aşırı Önemli Bir Şey Yani?
Evet ve hayır. Biraz karışık. Renkler fotoğrafın sadece bir kısmı, sensörler, mercekler ve bunların kalitesi de oldukça önemli. Bir MP bir kamera ile çekeceğiniz resmin kalitesi ancak belli bir yere kadar olacaktır. Lens ve sensörün etkisi, renk biliminin etkisinden büyüktür. Daha iyi bir mercek daha keskin, daha az bozulmuş görüntüler sağlarken daha iyi sensörler daha fazla şeyi algılar ve daha net görüntü üretirler. Bu nedenle RAW fotoğraflar üzerinde işlem yaparak olabilecek her JPEG fotoğraftan daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Gereken teknik beceriye sahipseniz elbette.
Yani, öncelikli amacımız iyi bir kamera ve iyi bir sensöre sahip olmak olmalı. Teknolojik gelişmeler sağolsun, artık ikisi de epey yaygın. Şu anda herkes hemen hemen aynı ürünü kullanıyor, birbirlerinin varyantı da olsalar sensörler ve kameralar üç aşağı beş yukarı aynı. Renk bilimi biraz teknik, biraz sanat bir iş olarak gözüküyor yani.
Burada bir başka noktaya dikkat çekmek de önemli. Renk bilimi demek, doğru renkler demek değildir. Doğru renge ulaşmak da renk bilimi değildir. Doğru renklere ulaşmak, amacınız buysa muhteşem bir şey. Renk bilimi ise renkleri değiştirip uygun hale getirmeye çalışan bir arkadaşımız olduğu için bu konuda bize daha çok zararı dokunur. Doğal görüntünün her zaman gerçek renkleri göstermediği gibi, keskin geçişli parlak görüntüler de her zaman yapay değildir.
Buradaki tercih sizin o anda fotoğraftan ne istediğinize ve ne amaçla kullanacağınıza bağlı durumda yani. Bu işin doğrusu ya da yanlışı yok, o ana göre daha uygunu var. O da bir tane değil, bir iş için birden fazla uygun yöntem olabilir, ya da tercihlere göre bir yöntem daha çok öne çıkabilir.
Özetle renk bilimi, üstünde işlem yap(a)mayacağımız görüntüler çektiğimiz zaman cihazlarımızın "Bence bu resmi böyle sever bu." demesidir. Resim kalitesindeki en önemli şey değildir, ama ne olduğunu bilmek ve ne işe yaradığını anlamak önemlidir.