İngiliz Araştırmacılar Renk Algısı ile Anadil Arasında Bağlantı Keşfetti

Konuşulan dil kişilerin renk algısı üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Bilim insanlarının bu konuda çok mantıklı bir açıklaması var.

İngilizcede bir tekerleme, portakalların mı ismini turuncu renginden yoksa turuncu rengin mi ismini portakallardan aldığını sorar. İngilizcede portakal ve turuncu sözcükleri sesteştir, ikisi de "Orange" olarak yazılır. Sorunun cevabı rengin ismi portakaldan geliyor olacak. Bunun nedenini açıklayan bir de hipotez var. 

Portakal İngiltere'ye ilk gittiği zamanlarda İngilizler turuncuya sarımsı kırmızı ya da sarı kırmızı diyorlarmış. Renk isimleri konusunda tek şaşırtıcı örnek İngilizler değil. Rusya'da sadece mavi diye bir şey yoktur, bir şey ya siniy yani koyu mavidir, ya da goluboy yani açık mavi. Bakalım bu renklere antik Yunan, Çin, Japon vs gibi ırklar ne demişler: Yeşil! Çünkü dillerinde mavi diye bir sözcük yok. 

Kelimelerin sadece ne gördüğümüzü yansıtmadığını, algılarımızı da etkilediklerini savunan pek çok araştırma var. Psikolojik Bilim dergisinde yayımlanan ve İngiliz Psikoloji Topluluğu tarafından hazırlanan raporda bir grup Yunan, Alman ve Rus katılımcı ile bir deney yapmışlar. Toplamda 103 kişinin katıldığı deneyde hızlıca şekiller göstermişler. Katılımcılara ise bu şekillerin arasından gri yarım dairelere dikkat etmeleri söylenmiş. Deneyde katılımcılara gösterilen bu yarım dairelerin yanında, arka plan ile çok hafif ton farklarına sahip üçgenler de gösterilmiş. Deneyin ardından katılımcılara bir üçgen mi, bir şekil mi gördükleri yoksa hiç mi bir şey görmedikleri sorulmuş. 

Mavi sözcüğünün açığı ve koyusu için farklı sözcükler kullanan Rus ve Yunan katılımcılar, mavi zemindeki daha açık veya daha koyu renkteki üçgenleri fark etmeyi başarmışlar. Alman katılımcılar ise yeşil zeminde de mavi zeminde de aşağı yukarı aynı başarı seviyesiyle üçgenleri yakalayabilmişler. 

Benzer bir çalışma Rusça konuşanların mavi tonlarını İngilizce konuşanlardan daha çabuk ayırt ettiğini söylerken, uzun süre İngiltere'de yaşayan ve Yunanca konuşan kişilerin zamanla tüm mavi tonlarını aynı görmeye başladığını ortaya çıkartmış. 

Dilin gerçekliği etkilemesine Sapir-Whorf Hipotezi deniyor. Bu hipoteze göre algılarımız yerel dilden besleniyor, bu nedenle de başka bir dili tam olarak anlayamıyoruz. Tahminlere göre, dünyanın her yerinde aynı şekilde algılanan renkler belli ve aslında çok az sayıda renge bağlı olarak algılarımızı oturtmaya çalışıyoruz. Başka bir rengin tonu olmayan renkler olarak İngilizcede tanımlı sadece 11 renk var: Siyah, beyaz, gri, kırmızı, yeşil, mavi, sarı, pembe, turuncu, mor, kahverengi.