Kadına şiddet konusu, her zaman çok bilinen isimlerle anılınca gündem oluyor. Elbette bunun en büyük nedeni, şiddete uğrayan, şiddeti uygulayan kişilerin zaten o çoğu kişinin kişsel gündeminde yer almaları. Madalyonun diğer tarafında; 2018’in ilk 6 ayında, Türkiye’de cinayete kurban giden kadın sayısının 206 olması gerçeği yatıyor. Hangisini konuştuk, buna neden olan etmenleri ne kadar anladık?
Gözü morarmış, zor durumda ve mağdur şekilde kalmış kadın görsellerinin yer aldığı reklamların etkisi ortadan kalkmışa benziyor. Çünkü eğer o reklamlar etkili olsaydı, Türkiye’de son 5 yılda kadın ölümlerinin oranı artışa geçmezdi. Üstelik şiddetin bilançosunu sadece ölüm sayılarıyla açıklamak da mümkün değil. Psikolojik ve duygusal olarak, şiddete uğrayan kadınların sayısı da oldukça fazla.
Bugün kadına şiddet konusun psikolojik temellerine iniyor, en büyük nedeni olarak görülen "kısır döngüye" yakından bakıyoruz.
Konu kadına şiddet olunca, ilk adresimiz ve daha genel bir tanımlama olan “aile içi şiddet” vakalarına bakmak gerek. Fiziksel şiddet, cinsel istismar, duygusal baskı, ekonomik sınırlama, tehdit etme ve sindirme gibi pek çok şeyi yine bu gruba dahil edebiliriz. Yani şiddet göstermek için sadece el kaldırmak gerekmiyor.
Kadına şiddetin nedeni ekonomik şartlar ya da eğitim mi?
Açık söylemek gerekirse, ekonomik imkansızlıklar bir neden değil. Gerçekleşen kadına şiddet vakalarının önemli bir kısmı, ekonomik olarak üst düzeye sahip kişilerin ellerinden çıkıyor. Yani ortada ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği durumlar yok. Zaten öyle bir analiz doğru olsaydı, ekonomik olarak sıkıntıya giren herkesin şiddete eğilimli olması gerekirdi. Görüyoruz ki bu eğilimin oranı o kadar da yüksek değil.
Eğitim etmeni de ekonomiyle dolaylı olarak bağlantılı bir konu. Şiddet uygulayıcıları arasında yüksek eğitimli bireyler de var. Bu iki etmen; doğrudan değil, dolaylı olarak bir tetikleyici unsur olabiliyor, ancak en önemli başlıklar bunlar değil. Uzmanlara göre, sürekli eğitim ve ekonomi eksikliklerini tartıştığımız için kadına şiddet sorunu bir türlü çözülmüyor.
O halde kadına şiddetin neyle ilgisi var?
anitsayac.com'a göre, 26 Kasım 2018' kadar geçen 11 aylık sürede öldürülen kadınların sayısı.
Psychology Today yazarı Dr. Susanne Babbel’in 2011’de yayınladığı bir makaleye göre, kadına yönelik şiddetin en önemli tetikleyicisi aslında “4 aşamalı bir döngüden” ibaret. O döngü tam olarak şöyle:
- 1. Adım: İlk kıvılcım sayılabilecek herhangi olay yaşanır. Sözlü tartışma ya da aklınıza gelebilecek en hafif can sıkıcı olay bile bu adıma dahil edilebilir. Ne olursa olsun, olay sırasında iyi niyetli davranılmaz.
- 2. Adım: Yaşanan gerginlik, şiddeti uygulayan kişinin eğilimlerini bastırmasıyla devam eder, sonuç olarak her iki taraf bir nokta anlaşmaya varır. Bu nokta, şiddeti uygulayanın iyi niyetli olmasıdır.
- 3. Adım: Şiddeti uygulayan, istismarda bulunan taraf, bundan sonra olayların asla tekrarlanmayacağını söyler, hatta özür diler.
- 4. Adım: Her iki taraf da yaşananların yanlış olduğu kanısına varırlar, olanları görmezden gelmek için ellerinden geleni yaparlar.
Taa ki... ilk adıma geri dönene kadar. Bu döngü, Dr. Babbel’e göre giderek daha yüksek dozda tartışmalarla, daha yüksek dozda şiddetle devam edebilir. Sözlü tartışma yerini yüksek sesle tartışmaya, bağırmalar yerini küfürlere, küfürler yerini tokatlara, tokatlar belki de yumruklara, yumruklar belki de cinayet aletlerine bırakırlar.
Şiddetin amacı fiziksel istismarla kalmayıp cinsel istismara dönüşebilir, taciz, tecavüz ve hatta aklınızın alamayacağı kadar cani sonuçlar verebilir. Bilimsel çalışmalar, bu döngünün tarih boyunca terkar ettiğini de ortaya koyuyor. Canına kastedilse de hayatını yitirmeyen kadınlar, bir ömür boyu yaşadıkları korkunç anların etkisiyle psikolojik mücadele veriyorlar.
Peki kadına karşı şiddet yaşayınca, yaşayan birilerini görünce ne yapmak gerekiyor?
Öncelikle bu konuda yaşadığınız bölgedeki kadın sığınma evlerinin adreslerini bilmek, hep başvurmak hem de yönlendirmek açısından son derece önemli. Kadınların arkalarında şiddet uygulayanlardan daha kalabalık bir kitle olduğunu, şiddetin toplumun geneli tarafından hiç de hoş karşılanmadığını bilmeleri gerekiyor.
Herhangi bir olay yaşadığınızda ya da şahit olduğunuzda 155 Polis İmdat, 156 Jandarma İmdat hatlarını arayabilir, bulunduğunuz bölgenin adli makamlarına başvurabilirsiniz. Bunun haricinde aşağaki iletişim numarasını da bir kenara not almanızı tavsiye ederiz:
-
ALO 183; Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı (7 Gün 24 Saat açıktır)
İçerikte faydalanılan kaynaklar: Psychology Today, Anıt Sayaç, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı