Mars'ın iki adet uydusu var: Phobos ve Deimos. Bu iki küçük uydu, muhtemelen Kızıl Gezegen'in uzun zaman önce asteroit kuşağından yanına çekmiş olduğu parçalardan oluşuyor. Gerçekleşen çarpışma ise Phobos'un en etkileyici ve dikkat çeken özelliği olan 9 kilometrelik Stickney Krateri'nin oluşmasını sağlamış. Bu mesafe ise ayın yüzeyinin yaklaşık üçte biri seviyesinde.
(Mars'ın büyük uydusu Phobos)
Rhode Island'daki Providence'deki Brown Üniversitesi'ndeki gezegen bilimcisi Ken Ramsley, "Bu oyuklar, Phobos'un ayırt edici özelliklerinden olduğu gibi bilim insanlarının 40 yıldır tartıştığı bir konu. Bu çalışmanın olayı tam olarak aydınlatmada önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz" diyor.
Phobos'un paralel ve doğrusal yarıkları, ilk olarak 1970'lerde NASA'nın Mariner ve Viking görevleri sırasında keşfedildi. Aradan geçen süre içerisinde, araştırmacılar bunların nasıl oluştuğu konusunda birçok hipotez ortaya koydu; örneğin Mars'ın yerçekiminin taşları yerinden sökmesi gibi (Mars ile Phobos arasındaki mesafe sadece 9376 km).
Bir başkası ise çarpışma etkisiyle aşınmış kaya parçalarının hareketinin bu doğrusal yarıkları oluşturduğu. Yeni araştırmada ise, bilim insanları ve araştırmacılar bir simülasyon yardımıyla çarpışmanın nasıl gerçekleştiğini gözlemlediler.
Ramsley, "Bu model, aslında sadece bir bilgisayarda çalıştığımız bir deneyden ibaret. Tüm bileşenleri koyup düğmeye bastık ve neler olacağını görmeye çalıştık" diyor. Sonuç ise tam beklenildiği gibi: Kayalar doğrusal hatlarda ilerliyor. Ek olarak bu kayaların bazıları uydunun etrafında dolaşıyor ve şu anda gözlemlenen tuhaf iç içe geçmiş yarıklar da böylece açıklanmış oluyor.
Ken Ramsley, "Sonuç olarak bu çalışma Phobos'taki oyukların birçoğuna açıklama getiriyor" diyerek sözlerine son veriyor. Yapılan araştırma ise 16 Kasım 2018'de Planetary and Space Science dergisinde yayınlandı.