Kendi Biyonik Bacaklarını Üretip Dağlara Tırmanan Adam ve 'Ölümsüz' Uzuvların Geleceği

Terminatör gibi filmler hayal gücünüzü sınırlandırmasın, beyninizin birer metal yığını olan yapay bedenlerde yaşayacağını düşünmeyin. İnsanlık, bambaşka bir dönüm noktasına doğru gidiyor. Bu dönüm noktasını anlama rehberiniz olan TeknoGelecek yazı dizisi, bu hafta akıllara durgun veren biyo-mekatronik teknolojilerinin geleceğini ele alıyor.

En yakın arkadaşınızın aslında bir robot olduğunu öğrenseniz ne yaparsınız? Üstelik o vakte kadar defalarca yemek yediğini, uyuduğunu, yorulduğunu, güldüğünü, ağladığını ve hatta canının yandığını gördüğünüzü düşünün. Günün birinde metal yığını olan robot bedenlerini göreceğinizi düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz.

Bilincinizin ya da beyninizin yapay bir bedende nasıl yaşayacağını daha önce buradan ulaşabileceğiniz yazımızda ele almıştık. Bu kez konumuz, o yapay bedenlerin kendisi olacak. Sinir sistemleri olan, dokunduğunda hisseden, sıvı dolaşımına sahip, kalp krizi geçirebilecek kadar gerçekçi yapay bedenler…

Herhalde aşağıdaki adamın gerçek olduğunu söylesek, ne anlatmak istediğimizi açıklamış oluruz:

Siz "bu adamın neresi yapay" demeden, resmin aslını verelim:

Hugh Herr, 8 yaşında dağcılığa merak saldı, 17 yaşındayken ABD’nin sayılı tırmanışçıları arasında yer aldı. Bir tırmanışında, -78 dereceye varan havada günlerce mahsur kaldı, şiddetli soğuk etkisinde kalan bacakları ve ayakları dondu. Doktorlar, yetersiz imkanlar nedeniyle iki bacağını da ampute ettiler.

Pes etmedi, kendi bacaklarını kendisi üretti ve yeniden tırmanmaya başladı:

Herr, şu anda “Engelli insan yoktur, engelli teknoloji vardır” mottosuyla üreten bir bilim insanı. Canan Dağdeviren hocamızın da görev yaptığı MIT Media Lab’da biyofizik, fizik ve mekatronik üzerine ciddi çalışmalar yürütüyor. Time dergisi, Herr’i iki kez sağlık buluşları üzerine dünyanın en önemli 10 insanından birisi seçti.

Boyunu istediği gibi değiştiren Herr, insanın günün birinde kendi uzuvlarından kendi isteğiyle vazgeçeceğini, yapay bedenlerde yaşayacağını savunuyor.

Nitekim o bedenlere sahip insanlar, birer metal yığını olan Terminatör robotlarına benzemeyecekler:

Hugh Herr ve ekibi, uzun yıllardır, MIT Media Lab’da yaptıkları araştırmalarla yürüme fiziğini derinlemesine inceliyorlar. Yapay insan bedenlerini doğal olan bedenlerimize olabildiğince benzetmeye çalışıyorlar.

Hugh Herr, geliştirilen teknolojileri bizzat test ediyor:

Ayşe Arman’a 2016 yılında verdiği bir röportajda “İyi ki bacaklarımı kaybetmişim” diyen Herr, “Biyolojik bacaklarım yaşlanmaya bağlı olarak dejenerasyona uğrayacaktı. Biyonik bacaklarım ise, gün geçtikçe daha da güçlenecek. Söylemek istediğim şu: Ben şu anda ölümsüz bacaklara sahibim!” demişti.

Biyonik insan vücudu için bir araya gelen 3 farklı arayüz var:

Robotik sistemlerin ve yapay uzuvların insan vücuduna nasıl bağlandığını belirleyen mekanik arayüz:

Uzuvların et ve kemik gibi hareket etmelerini sağlayan biyolojik arayüz:

Uzuvların hareket emirlerini merkezi sinir sisteminden almasını sağlayan elektriksel arayüz:

Bu üç arayüz bir araya geldiğinde, insan bedeni gibi yaşlanmayan, bozulmayan ve sorunsuz bir şekilde çalışan sistemleri ortaya çıkmış oluyor. Zaten Hugh Herr’in üzerinde de bu sistemleri görüyorsunuz.

Bu kez sözü aklınızı karıştırması muhtemel karmaşık verilere değil, Hugh Herr’in kendisine bırakıyoruz. Bundan tam 4 yıl önce yaptığı efsanevi TED konuşması, gelecekte insan bedenlerinin nasıl robotlaşacağını ortaya koyuyor (Türkçe altyazılı)

Biyonik uzuvlarla donatılmış yapay bir insan bedeni hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce Prof. Herr’in söylediği gibi bir gün tamamen yapay bedenlere sahip olacak mıyız? Düşüncelerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.