Yıldırımlar, elektrik icat edilmeden önce bile elektromanyetik dalgaların ana kaynağı olarak biliniyorlardı. Bu kadar kuvvetli bir doğa olayının ürkütücü tarafı herkes tarafından bilinen bir gerçekti. Bu zamana kadar yıldırımlardan korunmak adına birçok çalışma yapıldı. Hatta bu denli güçlü bir elektrik enerjisinin, nasıl daha olumlu kullanılabileceğine dair de çok düşünüldü. İlginçtir ki hiç kimse yıldırımların oluştuğu esnada meydana gelen elektromanyetik dalgaların bir faydası olup olmadığını araştırmamıştı.
İsrailli bilim insanları yıldırım düşmesi esnasında yayılan dalgaların, dünya üzerindeki yaşam için bir etkisi olup olmadığını merak ettiler. Konu hakkında araştırmalara başlayan ekip, şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştı. Elektriksel aktivite esnasında oluşan ve teşhis etmesi güç düşük frekanslı manyetik dalgaların, stres altında kalan canlı hücreleri zarar görmekten koruduğu ortaya çıktı. Yani oksijen yetmezliği yaşayan bir canlı hücre, bu dalgalar sayesinde göreceği zarardan korunmuş oluyordu.
Ekip daha sonra bu deneyi bir farenin canlı kalp hücreleri üzerinde gerçekleştirdi. Elektromanyetik dalgalar, yaklaşık 30-40 dakika boyunca hücre üzerinde etkisini gösterirken, dalgaya maruz bırakılma işlemi bittiği an hücre eski haline döndü. Şimdilik geçici etkileri olan çalışma henüz çok yeni olduğu için gelecek adına umut vadeden bir gelişme olarak adlandırıldı. Elektromanyetik dalgaların, bir şekilde hücreler üzerinde oluşan etkilerinin kalıcı olması sağlanabilirse, önümüzdeki yıllarda tedavi yöntemi olarak kullanılabilecek.