Yeni yıl her zaman büyük umutlar ve beklentileri de beraberinde getirir. Kişisel hayaller bir yana, firmaların da yeni yıldan beklentileri her zaman büyüktür. Teknolojinin son senelerde inanılmaz hızlı ilerlemesi, özellikle otomobil sektöründe farklı düşünceleri devreye soktu. Artan trafik ile birlikte insanların zaman bulma problemlerinin varlığı, öte yandan çevre kirliliğinin gezegenimize verdiği zararlar derken, oklar bir anda otomotiv dünyasına çevrildi.
Son zamanlarda sürücüsüz otomobiller ile ilgili yoğun çalışmalar yapılmaya başlanmıştı. Hem otomotiv şirketleri hem de teknoloji şirketleri bu alandan pay alabilmek adına adete büyük bir yarış içerisine girdiler. Aslında tüm sistem hazır ve herşey kullanıma uygun hale getirildi derken, Uber'in otonom aracının ölümlü bir kazaya karışması tüm düşünceleri değiştirdi.
Bu tarz test sürüşleri yapılmaya başlanmadan önceki yıllarda toplumsal anketler yapıldığında, insanların sürücüsüz otomobilllere karşı güvensiz oldukları sonucu çıkıyordu. Büyük şirketler el birliği ile bu yeni teknolojinin ne kadar güvenli olduğunu topluma anlatabilmek adına büyük çabalar verdiler. İnsanlardan daha hızlı tepki verebileceğini söyledikleri sürücüsüz otomobil ise feci bir kazaya neden olunca, olumluya doğru giden algı tekrar yıkıldı. Yakın zamanda yapılan bir anket sonucuna göre, toplumun çok büyük bir kısmı sürücüsüz araçları kullanmayacaklarını ifade ettiler.
2019'un başlarında düzenlenecek olan CES 2019, aslında sürücüsüz araçların yıldızlaşması beklenen bir fuar olacak. Teknik anlamda her şey hazır olsa da, yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü, bu otomobilleri bu sene yollarda görmek pek de mümkün gözükmüyor. Maddi anlamda büyük bir karlılığın var olduğu bu alanda, şirketler bir an önce aksiyon almak istiyorlar. Buna rağmen risk analizi yapıldığında firmalar, projenin tamamen hayata geçmesi için bir süre daha beklemeyi tercih edecekler gibi gözüküyor.