Son dönemde hükümetlerin de çevre kirliliği alanında adımlar atmasıyla çevre sorunları için önemli girişimlerde bulunuluyor. Sera gazı, kimyasalların doğaya olan etkisi derken arka planda kalan ışık kirliliği, neyse ki diğer sorunlara göre daha kolay çözülebilir bir problem.
Diğer çevre sorunlarıyla karşılaştırıldığında doğadaki etkileri şu an için göze çarpmasa da ışık kirliliği uzun vadede hayatımızı olumsuz anlamda etkileyebilir. Uluslararası Gökyüzü Birliği (IDA) yöneticisi John Barentine, ışık kirliliği için şu ifadeleri kullanıyor: "İnsanların, ışığın çevresel etkilerini çok küçümsediğini düşünüyorum. Bu konuyu özel yapan, diğer çevre sorunlarına göre başa çıkması kolay bir problem olması."
Işık kirliliği ve uyku bozukluğu
Vücudumuz, gece gündüz döngüsünü içeren bir biyolojik saate sahip. Kendimizi sürekli ışığa maruz bıraktığımız anda bu saatin ritmi bozuluyor. Bu ritim bozukluğu da ilk olarak uyku düzenimizi etkiliyor.
Aslında ışığın vücudumuz üzerinde hormonal etkileri var. Bu hormonsal etkiler, uyku düzenimiz yanında bazı sağlık sorunlarına da sebep olabilir. Örneğin yatmadan önce açık bırakılan ışık, melatonin hormonu salgılanmasını sağlayabilir ve vücudumuz daha fazla uyanık halde kalır. Bu durumun ilerlemesi halinde depresyon, diyabet ve kalp hastalıkları riskleri de artar.
Odalarımızda kullandığımız ışık kaynağının da uyku bozulmalarına etkisi olabilir. Son dönemde yoğun şekilde kullanılan ve enerji tasarrufu yapmaya yarayan LED'ler, uyku bozukluğuna sebep olacak ışık kaynaklarının başında geliyor. LED'lerin yaydığı ışığın dalga boyu, akkor ampüller ile karşılaştırıldığında; LED'lerin yaydığı ışığın uyanık kalmamızı sağladığı bilimsel çalışmalar ile gösterilmiş durumda. Eğer evinizde LED ampüller kullanıyorsanız ve uyku bozukluğu yaşıyorsanız, bu ampülleri hemen değiştirmelisiniz.
Maalesef uyku bozukluğunu çözmek için sadece ampülleri değiştirmek yeterli bir adım değil. Kullandığımız bilgisayarlardan, televizyonlardan ve çevremizdeki diğer cihazlardan LED ışığı yayınımına maruz kalıyoruz. Bu sorunun önüne geçmek oldukça zor fakat uyku bozukluğunun önüne geçmek için uzmanlar bir öneri sunuyor: "Uyumadan en az bir saat önce bu teknolojik cihazlar ile etkileşiminizi sonlandırın."
Dış mekan aydınlatmaları ve doğadaki diğer canlılar
İç mekanda yapacağımız ışıklandırma değişiklikleriyle insanların maruz kaldığı tehditleri azaltmış olabiliriz fakat doğada yalnız değiliz. Evimizin dışında kullandığımız LED'ler, hayvanları ve bitkileri de insanlarda yaşanana benzer etkilere maruz bırakıyor.
Yapılan araştırmalara göre ışık kirliliğinin bazı hayvan türlerinin çiftleşme dönemlerini ve göç etkinliklerini olumsuz etkilediği tespit edildi. Göçmen kuşların göç rotasını değiştiren ışık kirliliği; sokak köpeklerini, deniz kaplumbağlarını ve daha birçok türü tehdit ediyor. Ayrıca birçok bitki türü de ışık kirliliği yüzünden birçok olumsuz etkiye maruz kalıyor.
Dış aydınlatmaların insanlar üzerinde de bazı etkileri var. Örnek olarak dış aydınlatmaların yarattığı ışık kirliliğinin astronomiye etkisi verilebilir. Işık kirlilğinin parlak yıldızları görünmez kılması, astronomlar ve gökyüzünü izlemeyi seven herkes için oldukça kötü bir durum.
Dış ışıklandırmaları söndürerek bu etkilerin önüne geçebilirsiniz. Eğer bu sizi korkutuyorsa, dış aydınlatmaya bir sensör bağlayabilir ve yalnızca gerekli anlarda çalışmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca yanlış konumlandırılmış aydınlatmaları, verimli olaracak şekilde yeniden konumlandırarak, ışık kaynağı sayısını da azaltabilirsiniz.
Büyük şehirlerdeki ışık kirliliği
Bireysel anlamda alacağımız bu önlemlerin yanında, şehirlerimizde de ışık kirliliğinin önüne geçecek bazı hamlelerde bulunabiliriz. Örneğin yerel yönetimleri ışık kirliliğine karşı hareket etmek adına harekete geçirebilecek etkinlikler düzenleyebiliriz.
ABD'de örneği bulunan bazı toplu etkinlikler sonucunda, Flagstaff'da gökyüzü diğer şehirlerde olmadığı kadar net gözlemlenebiliyor. Tuscon'da ise yapılan girişimlerle birlikte sağlanan %70 ışık kirliliği azalması ile gökyüzü eskisine göre %7 daha parlak durumda.
Alınan önlemler elbette hemen etkisini göstermeyecektir fakat uzun vadede parlak bir gökyüzü, sağlıklı bir çevre elde etmek işten bile değil. Elde edilen sonuçlar hem insanlığın hem doğanın hem de diğer canlıların yaşam kalitesini arttırabilir.