Rejenerasyon, yani yenilenme, biyolojinin hatta bilimin en ilgi çekici alanlarından biri olarak tanımlanabilir. Yıllar içerisinde birçok bilim kurgu filminde de yer verilmiş olan bu konu, aslında insanlığın gerçek hayatta da edinmeyi en çok istediği kabiliyetlerden biri. Bazı canlılar, kaybettikleri doku ve organları tamamen yenileyebilme yeteneğine sahipler. İnsan vücudu ise oluşan yaraları yenileyebilme özelliğine sahipken, ne yazık ki henüz organlarını yenileme gibi bir özelliğe sahip değil.
Bir semender türü olan aksolotllar, tüm organlarını yenileme yeteneğine sahiptirler. İnsanlar ise aksolotllar ile birçok ortak gene sahipler. Durum böyle olunca, bilim insanları "Acaba bilim kurgu filmleri, gerçeğe dönebilir mi?" diye düşünmeye başladılar. Aslında semenderlerde bulunan genlerin ebatları, insanlara göre 10 kat daha büyük ancak işlevsel olarak aynı görevi görüyorlar. Araştırmacılar da bu canlıların sahip oldukları yenilenme yeteneğinin, nereden geldiğini öğrenmek için kolları sıvadılar.
Aksolotlların gen haritaları üzerinde çalışmalar yapan biyologlar, rejenerasyon yeteneği ile genler arasındaki bağlantıyı kurmak için çalışmalar yaptılar. Bilim insanlarının sihirli diye addettikleri bu yeteneğin, başka bir canlıda gerçekleşebilmesi için, sadece genlerinin türlerinin bilinmesinin yeterli olmadığı, aynı zamanda doğru sıra ve fonksiyonla işlenmesi gerektiği vurgulandı. Elde edilen veriler sayesinde, aksolotllarda kalp hastalığına neden olan gen tespit edilebildi.
Bilim ve insanlık adına önemi büyük olan bu keşif sayesinde, ileride bir gün insanlığın da yenilenme özelliği kazanması bile konuşulanlar arasında yer alıyor. Aksolotllar, kalp hastalıkları dahil her türlü durumda kendilerini yenileyebildikleri için, bu canlıların bunu nasıl gerçekleştirdiği öğrenilerek, önce benzer genlere sahip diğer canlılarda ve daha sonra insanlar üzerinde de denenmesinin mümkün olduğu konuşuluyor. Araştırmayı yapan ekip, zaman içerisinde insan vücudunun her parçasının, kendisini yenileyebilme özelliği kazanmasını hayal ettiklerini söylediler.