Dünyanın açık ara en çok kullanılan işletim sistemi Android, akıllı telefonların kaderini değiştirdi. Onlarca üreticinin milyarlarca (evet milyarlarca) cihazına yüklü olmasına rağmen ne yazık ki ölümsüz değil. Artık Android işletim sisteminin rafa kalkacağı yıllara çok çok yakınız.
Google, henüz net tarihleri açıklamasa da Android’in bir anda değil, yavaş yavaş ortadan kalkacağı gerçeğini de görmek gerekiyor. Şimdi de bu süreci anlamak için derlediğimiz bilgilere geçelim.
Google Fuchsia OS neden Android’in yerini alacak?
Bu sorunun cevabını net şekilde anlamak için internetin devirlerini de çok iyi anlamak gerekiyor:
- 1995-2000 yılları arasında geçerli olan Web 1.0 döneminde interneti sadece gözlemleyebiliyorduk
- 2000-2010 yılları arasında Web 2.0 ile birlikte gözlemin ötesine geçip kendi içeriklerimizi oluşturmaya başladık.
- Şu an içerisinde bulunduğumuz ve farazi olarak 2020’de son bulacak Web 3.0 döneminde bulut sistemleri yaygınlaştı. Hatta işletim sistemleri bir bulut üzerinden kullanılır oldu.
İşte Fuchsia’nın doğuşu da bu deneyimle bütünleşiyor. Zira Google, WebOS denilen bulut üzerinden kullanılan işletim sistemi mantığını uzunca bir süredir deniyor. İnsanlar, Google’ın hizmetleri sayesinde yıllardır aynı anda tablolar ve belgeler düzenliyorlar.
Dileyenler buraya tıklayarak, Fucsia’nın deneme arayüzüne göz atabilirler. Sınırlı sayıda fonksiyon kullanılsa da en azından fikir edinebiliyorsunuz.
2. Yatay ve dikey ekranı bir araya getiren hibrit cihazlar da hedefleniyor:
Bildiğiniz gibi artık katlanabilir telefon dönemine giriş yaptık. Dev şirketlerin attığı adımların ardından 1-2 yıl kadar kısa bir süre içerisinde katlanabilir telefonlar herkes için ulaşılabilir olacak. Google Android ile yakaladığı başarıyı katlanabilir telefonlarla devam ettirmesi için değişim yapması şart.
Zira katlanabilir telefon deyiminin, akıllı telefon deyimi yerine geçeceği söyleniyor. Bu kaderi daha önce cep telefonu söylemi yaşamıştı. Bir diğer önemli nokta ise katlanabilir telefon (ya da cihazların) bilgisayar ve tabletleri de hedefine alması. Bir bakıma, artık hibrit cihazların olduğu döneme giriyoruz. Bunu 2019 model amiral gemisi telefonların standart bir bilgisayar kadar güçlü işlemcileriyle bile fark edebiliriz.
Tüm bu değişimlerden dolayı yatay ve dikey, katlanabilir ve esnek cihazlar için yeni bir işletim sistemine ihtiyaç var.
3. Fuchsia, Sadece bilgisayar, tablet, telefon değil; aklınıza gelebilecek bütün akıllı cihazlarda kullanılacak:
Google, fazlasıyla asabi bir hareketle, yeryüzündeki bütün cihazların beynine girmeye hazırlanıyor. Hoparlör, televizyon, klima ve hatta tost makinesi bile bir işlemciye sahipse Fuchsia OS kullanacak. Hatırlarsanız Android’de böyle bir durum çok mümkün değil. Farklı yeteneklere sahip iki kategorideki cihazların aynı işletim sistemini kullanması ise büyük avantaj. Zira aynı işletim sistemi, kullanımı kolay ve hızlı kılan özellikleri mümkün kılabilir.
Henüz ortaya böyle bir bilgi çıkmadı, ancak Fuchsia’nın otonom sürüş yeteneğine sahip otomobillerde de kullanılması muhtemel.
4. Fuchsia OS’nin uygulamaları bütün işletim sistemleriyle uyumlu olabilecek:
Global çapta kullanımda olan işletim sistemlerinin en büyük problemi farklı dosya formatlarını kullanmaları. Android, iOS, Windows ve macOS uygulamalarının çekirdek dosyaları farklı, çünkü çalıştırdığı cihazlar farklı niteliklere sahip ve bağımsız. İlk maddede cevabını verdiğimiz internet etkisinden dolayı, bu cihazlar artık birbirlerine fazlasıyla bağımlı hale geldiler. İşte o andan itibaren farklı dosya formatları sorun yaratmaya başladı.
Ticari açıdan rekabeti ne oranda etkiler bilinmez ama Fuchsia OS, Google’ın işletim sistemi konusunda tekel olma projesi. Zira Fuchsia’da kullanılan Flutter SDK’sı, geliştiricilere günümüzde kullanılan bütün işletim sistemleriyle uyumlu uygulama yazma fırsatları sunuyor.
5. Google Asistan, Fuchsia OS’nin efendisi olacak:
Android’in en güçlü özelliklerinden olan Google Asistan, sadece Android ile sınırlı kalıyor. Hatta Android kullanıcıların hepsine bile hitap edemiyor. Her ne kadar günümüzün en gelişmiş sesli asistanlarından birisi olsa da yaygınlaşma konusunda problemleri var. Ayrıca Android’in çekirdek yapısı sesli komutlarla barışık değil. Fuchsia OS ise kullanıcılar sesli komutlarla yönetimi daha cazip kılan bir arayüze sahip. Sade olmasının bir diğer nedeni de bu.
Akıllı ev aletlerinde de Fuchsia OS’nin bulunacağını söylemiştik. Hatta otomobillerinizde bile. İşte bu da bizi bir diğer maddeye götüryor.
6. Hoşgeldin Web 4.0, hoşgeldin makinelerle gerçekten konuşan insanlık:
Hayır bilim kurgu edebiyatı yapmıyoruz! Zaten uzun bir süredir sesli asistanlarla yavaş yavaş ısınma turları atmaya başlamıştık. Bir önceki maddede anlattıklarımızda bağlantılı olarak, makinelerle daha semantik (anlamlı) iletişim kuracağımız bir döneme giriyoruz.
Evinizde “çok sıkıldım” diye bağırınca size “Biraz müzik çalsın ister misin?” karşılığını veren bir asistan deneyiminden söz ediyoruz. Bunu sadece müzik ya da film önerileri sunan bir yapay zeka kadar yüzeysel düşünmeyin. Dolabınızda süt bittiğinde size hatırlatacak, akşam yemeğiniz için restoranları arayıp randevu alacak.
İnanmıyorsanız, Google’ın geçen yıl yaptığı şu sunumu izleyin:
Katlanabilir ekranlar falan bir kenarı, yakında ekranlara ihtiyacımız bile kalmayacak. Bu da bizi bir sonraki maddeye götürüyor.
7. Sanal, arttırılmış ve tüm bunların bir arada olduğu karma gerçeklik dönemi ya da Barış Özcan’ın alıntıladığı deyimle Ayna Dünyalar’a ilk adım:
Barış Özcan’ın anlatımı üzerine bu konuda söyleyecek pek söz yok. Yine de kendisinin değinmediği nokta olarak, Google’ın Fuchsia OS planlarını söyleyebiliriz. Gerçek dünyanın kopyası olan Ayna Dünyalar’a giriş biletimiz ise Samsung, Apple, Huawei ve Microsoft gibi üreticilerin özel cihazları olacak. (Bu arada Google, Fuchsia’nın test sürümlerini Huawei üretimi olan özel cihazlarda test ediyor.)
Bugün kullandığımız Android, yukarıda anlattıklarımızdan sonra gözünüze oldukça ilkel geliyor değil mi?
Ekranların ortadan kalktığı bir dünya için çok da yaşlanmış sayılmayız. Google ise bu dünyayı inşa etmek üzere büyük adımlar atıyor. Seyirci olarak kalmamak yalnızca bizim elimizde. Tekrar görüşmek dileğiyle...