İnterneti ve Tüm Teknolojileri Baştan Aşağı Değiştirecek WEB 4.0 Nedir?

İnternete bağlı olmanın bir ihtiyaç olmaktan çıkıp, zorunluluk olacağı döneme girmek üzereyiz. 2020 ve sonrasındaki 10 yılı kapsayacak WEB 4.0 çağında, kullandığımız teknolojilerin hayatımızı nasıl değiştireceğini irdeliyoruz.

Bugün nasıl teknoloji konusunda kuşak çatışmaları yaşanıyorsa, gelecekte de yaşanacak. Günümüz trendlerine ve cihazlarına son derece alışkın gençler, anne-baba ya da dede-nine olduklarında gençlerle anlaşamayacaklar. Bu değişimin arkasında ise artık su ve hava kadar kıymetli hale gelen internet olacak.

Eğer bu teknolojik gelişmeler üzerine kafa yorarsak, torunlarımızı anlamak konusunda sıkıntı yaşamayacağız. Hatta belki de ellerindeki teknolojiyi bizzat bizler üreteceğiz.

Bugün değişimlerin nasıl gerçekleştiğini daha kolay anlamanız için size küçük bir rehber hazırladık. Gelin, yakın geleceğe biraz dürbünle bakalım.

Geçmişini bilmeyen kahraman olamaz: İnternetin gelişimi kaç döneme ayrılıyor?

Lafı uzatmayalım. "WEB 1.0, WEB 2.0, WEB 3.0…" şeklinde devam eden bir süreç var. Bu isimlendirme, yazılımlardan esinlenerek yapılan bir isimlendirmeden başka bir şey değil. Zira asıl önemli olan, isimler değil içerikleri.

  • WEB 1.0: 1995-2000 yılları arası. Kullanıcının sadece interneti gözlemlediği, kendi içeriklerini oluşturamadığı dönem.
  • WEB 2.0: 2000-2010 yılları arası. Kullanıcıların kendi içeriklerini üretebildikleri, sosyal medya platformları sayesinde kimliklerini internete taşıdıkları dönem. (Örneğin Facebook)
  • WEB 3.0: 2010-2020 yılları arası. Kullanıcıların kişiye özel arama sonuçları ve reklamlarla karşılaştıkları dönem. İlgi alanlarımıza göre haber içeriklerini görmeye, aramalarımıza göre reklamlarla karşılaşmaya başladık. İnternet, kişiye özel anlam ifade etmeye başladı. 

Bu gruplandırma herhangi bir ürünün piyasaya sürülmesine dayandırmadan yapılıyor. Özellikle WEB 3.0 döneminde elde edilen birimkimle, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı WEB 4.0 dönemine giriş yapıyoruz. 

WEB 4.0: Makinelerle konuşan insanlık, bulut üzerinden erişilen yapay zekâlı işletim sistemleri, arttırılmış-sanal-karma ve hatta abartılı gerçeklik:

Sabit disklere belimiz bağlı şekilde yaşıyoruz. Peki ya cihazınızda hiç sabit depolama birimi kullanmasanız? Açar açmaz internete bağlansa ve işletim sisteminize, uygulamalarınıza ve oyunlarınıza anlık olarak bulut ağları üzerinden erişseniz?

Google’ın bir süredir ofis uygulamaları üzerinde geliştirdiği bu sisteme WebOS adı veriliyor. Günümüz standartlarında sınırlı bir alanda kullanabilsek de saniyede 100 megabayta varan indirme ve yükleme hızları sayesinde işletim sistemlerimiz bile bulut ağları üzerinde yer almaya başlayacak. Sadece fotoğraflarınız, mesajlarınız, uygulamalarınız değil; hemen hemen bütün verileriniz internette olacak.

Söz konusu işletim sistemlerinin içerisinde, sorunları sizi yormadan çözen yapay zekâ sistemleri bulunacak. Zira makine öğrenimi desteği sayesinde bu işletim sistemleri sürekli kendilerini geliştirecekler. Sizi tanıyacak, size göre şekillenecekler. Günümüzde Google Asistan, Amazon Alexa gibi servisler, bu dönüşümün temellerini atmaya başladılar. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte birer asistan olmaktan çıkıp patron olacaklar.

Sanal ve arttırılmış gerçeklik teknolojileri her yerde ve herkes için ulaşılabilir olmaya başlayacak. Kendimize akıllı telefon ya da bilgisayar aldığımız gibi yapay gerçeklik cihazları alacağız.

Kırılma noktası: İnternet = Elektrik

Bugün internet olmadan yaşamamız, vaktimizin büyük kısmını başka işlerle ikame etmemiz mümkün. Bilgiye erişmenin, bazı geleneksel işleri sürdürmenin başka yolları da var. Peki ya elektrik kesilse? Bir zamanlar elektriğin kesilmesi de insanlar için sorun değildi, insanlar elektriksiz bir dünyada alternatif yollara başvurabilirlerdi.

Şimdi de aynı şey internet için geçerli olmak üzere.

Alışkanlıklar ihtiyaçları, ihtiyaçlar da zorunlulukları doğurur. İnternet ise belki de elektrik kadar temel ve hatta zaman zaman ondan daha da önemli bir noktaya gelecek. Zira elektriği depolayabilmemize rağmen en nihayetinde kablolara bağlıyız. İnterneti ise depolayamıyor, ancak kablosuz olarak kullanabiliyoruz. 

Gerçek yaşam, sanal ortama taşınacak:

Sosyal medya, aslında WEB 4.0 döneminde göreceklerimizin deneyi, bizler de denekleri olduk. Şimdi gerçek dünyadaki dostlukların, gerçek kimliklerimizle birlikte sanal ortamda var olması söz konusu.

Oyunlar, uygulamalar ve sosyal platformların tanımı değişecek. Önümüzdeki yıllarda birer kullanıcı değil de üretici olup olmayacağımıza ise bizler karar vereceğiz.

Geleneksel sektörlerin, yeniliklere öncülük edemeyen şirketlerin ve ekonomilerin nasıl yıkılacaklarını siz düşünün.