Akıllı telefon pazarı, bariz bir doygunluğa ulaşmış durumda. Son birkaç yıldır tanıtılan akıllı telefonların tüketicilerin neredeyse tüm ‘akıllı telefon’ ihtiyaçlarını uzun vadeli olarak karşılayabiliyor olması, tüketicilerin akıllı telefon yenileme süresinin uzamasına neden oldu. Pazar, belli bir doygunluğa ulaşmış olduğu için Apple, Samsung gibi devler, satış miktarlarını yukarıda tutmak için cihazlarında ilgi çekici daha fazla özellik sunmaya çalışıyor.
Huawei, Xiaomi gibi Çinli şirketler alttan alttan geliyor olsalar da akıllı telefon piyasasını hala Samsung-Apple rekabeti kontrol ediyor. Samsung, Galaxy S10 ile birlikte tüketicilerin beklentilerini fazlasıyla karşıladı ve cihaz, şimdiden yılın en popüler akıllı telefonlarından biri haline gelmiş durumda. Galaxy Note10’un ise Galaxy S10’dan çok daha gelişmiş özelliklerle geleceğini düşünürsek Apple’ın iPhone 11’de Samsung ile rekabet etmek için elindekilerden fazlasını sunması gerekecek.
Apple, Android rakiplerinin aksine teknolojik gelişmeleri donanım bazlı değil deneyim bazlı olarak geliştiriyor. Bir başka deyişle Apple’ın tanıtmış olduğu yenilikler cihazın görünümünü ya da donanımını ciddi şekilde değiştirmezken, akıllı telefon kullanıcı deneyimini ciddi şekilde iyileştiriyor. İşte Apple’ın iPhone 11’de tanıtması halinde Samsung’u bir kez daha geride bırakmasını sağlayacak üç önemli özellik.
Operatörler Arası Geçiş
Apple, iPhone Xs ailesi ile birlikte eSIM teknolojisini duyurdu. Bu teknoloji, cihazın içinde bulunan dahili bir donanım sayesinde fiziksel bir SIM kart kullanmadan operatörlere bağlanmayı mümkün kılıyor. Ayrıca cihazda bir de fiziksel SIM kart yuvası bulunuyor. Böylece iPhone XS ailesi, çift SIM kart destekli hale gelmiş oluyor. Fakat Apple, bundan çok daha fazlasını yapabilir.
Bir an için eSIM’in sahip olduğunuz numarayı koruyarak operatörler arası geçici bir geçişi desteklediğini düşünün. Böylece yurt dışı seyahati gibi özel durumlarda operatörler arası geçiş gerçekleştirebilir ve telefon faturanızda ciddi bir tasarruf gerçekleştirebilirsiniz. Elbette ki böyle bir özelliği dillendirmek, yapmasından çok daha kolay. Ancak bir şirket bunu gerçekleştirecekse bu neden Apple olmasın.
Gelişmiş Sensörler
Apple’ın halihazırda piyasadaki en güvenli yüz tanıma özelliğine sahip olduğunu söylesek herhalde herkes bize katılır. Samsung ve Huawei, damla çentikli ya da delikli tasarımlar kullandıkları için üç boyutlu bir yüz tanıma özelliği sunamıyorlar. Bu nedenle Galaxy S10 gibi premium akıllı telefonların yüz tanıma özelliğini kandırmak çok daha zor olmuyor. Yine de Apple, bu konuda kendini çok daha geliştirebilir.
Daha gelişmiş ve daha hızlı çalışan bir Face ID, muhtemelen tüm kullanıcıları memnun edecektir. Ayrıca çift arka kameraya yardımcı olacak bir gelişmiş derinlik ölçümü bir üç boyutlu haritalandırma, Apple’ın özellikle nesne odaklı fotoğraflarda çok daha başarılı sonuçlar ortaya çıkarmasını sağlayacaktır. Samsung ve Huawei’nin kamera konusundaki başarısını düşündüğümüzde Apple’ın bu geliştirmeye ihtiyacı olduğu aşikar.
Onarım Geliştirmeleri
Günümüz akıllı telefonları cam paneller arasında sıkıştırılmış bir metal gövdeden oluştuğundan cihazların içini açıp onarmak herkesin harcı değil. Ancak gün gelecek ve büyük akıllı telefon üreticilerinden biri kullanıcılara resmi onarım setleri, onarım kılavuz kitapçığı ve uygun fiyatlı yedek parçalar sunacak. Ardından diğer üreticiler de onu takip edecek. Peki bunu ilk gerçekleştiren şirket neden Apple olmasın. Biliyoruz ki artan iPhone fiyatları nedeniyle kullanıcılar artık cihazlarını çok daha geç değiştiriyorlar. Apple’ın resmi olarak uygun fiyatlı yedek parçalar ve onarım setleri sunması, şirketin servis konusundaki tartışmalarını de ciddi şekilde azaltacaktır.