Charlie Brooker’in Netflix antoloji serisi Black Mirror genellikle, teknolojinin gelecekte ne tür yıkımlara yol açabileceğine odaklanan bir yapım. Her bölümümde farklı bir teknolojik yapının insan hayatına etkisi genellikle distopik bir şekilde işleniyor. Ama Netflix’in yeni Fransız orijinal dizisi “Osmosis”, Black Mirror’a zıt bir bakış açısı sunuyor.
Hatırlarsanız Black Mirror’ın “Hang the DJ” isimli bölümünde insanlar yeni bir teknoloji sayesinde ruh eşlerini bulabiliyorlardı. Osmosis’in de fragmanında görüleceği gibi dizi, bu bölüme benzer bir hikaye sunacak gibi duruyor: “Eğer bilim gerçek aşkı bulacağını garanti etse, evet der miydin?" Ama Osmosis, yeni teknolojilerin getirebileceği tehlikelere odaklanmak yerine daha çok hırs, güvensizlik, keder ve aşk gibi bilinen konulara yöneliyor. Yani daha çok karakter hikayelerine odaklanacakmış gibi duruyor.
Paul ve Esther isimli iki kardeş Osmosis ismini verdikleri, kullananın beynine yerleşen nano robotlar geliştiriyor. Bu robotlar yerleştikleri beynin düşüncelerini ve duygularını okuyabiliyorlar ve kullanıcıların sosyal medyalarındaki bilgiler gibi verileri de kullanarak insanların ruh eşlerini buluyor. Dizide Osmosis henüz deney aşamasında oluyor ve gönüllü denekler aranıyor.
Dizi, Black Mirror’un aksine tam olarak bir distopya ya da bir ütopya oluşturmuyor. Hikayede birçok karakter bulunuyor ve bazılarının hayalleri gerçek oluyorken bazıları kendilerini korku dolu bir ruh halinde buluyorlar. En azından ilk iki bölüme bakıldığında Paul’un iyimserliği bolca göze çarpıyor.
29 Mart tarihinde yayınlanacak olan dizinin fragmanını aşağıdan izleyebilirsiniz.