Muz, bizim ülkemiz için egzotik ve genelde de lüks olarak görülen bir meyve olsa da dünyanın önemli bir kısmında oldukça bol bulunan ve beslenme düzeninin bir parçası olan besin kaynağıdır. En azından Panama hastalığına kadar öyleydi.
Panama hastalığı, muz bitkilerine zarar veren ve şu anda Asya, Avustralya ve Orta Doğu’yu tehdit eden bir hastalık. Hastalığın şu ana kadarki etkileri oldukça yıkıcı oldu. Hastalığın sektöre etkisinin çok büyük olmasının yanı sıra şu anda 400 milyon insanın beslenmesinde muz önemli yer tutuyor. Bu insanların büyük kısmı için muzun bir alternatifi yok.
Yine de muzun kurtarılması için bütün ümitler kaybolmuş değil. Muzu, muz üreticilerini ve beslenmek için muza ihtiyaç duyan insanları kurtarmak için araştırmacılar kolları sıvamış durumda. Araştırmacılar şu anda Panama hastalığına karşı bağışıklık sahibi muz bitkileri geliştirmeye çalışıyor. Öte yandan bu durum, daha sürdürülebilir şekilde üretim yapmamız gerektiğini de gösteriyor.
Muzun durumunu incelerken, tarihine de bakmamız gerekiyor. Özellikle Latin Amerika’da çok fazla üretilen muz, bazı bölgeler için çok büyük öneme sahip. (Latin Amerika ülkelerinden bazılarına “Muz Cumhuriyeti” denmesinin ve bu deyimin dilimize geçmiş olmasının bir sebebi var. Bu bölgelerde muz hem halkın beslenmesinde hem ihracatta o kadar önemli ki ülkenin yönetiminde muz üreticilerinin sözü herkesten çok geçiyor.)
Muz bahçelerinde hep aynı tür muzlar bulunduğu için birine bulaşan hastalık diğerlerine de atlıyor. Bu nedenle de Panama hastalığı bir defa geldiğinde bütün ağaçlara bulaşıp bütün bahçeyi öldürüyor. Hastalıkla başa çıkamayan üreticiler, yağmur ormanlarını kesip el değmemiş muz bahçeleri yaptılar. Ancak bu da kaçınılmaz olanı engellemekten başka bir işe yaramadı. Günümüze kadar hastalık milyarlarca dolarlık zarara yol açtı.
Neyse ki Cavendish adlı muz türü, Gros Michel denen ve Latin Amerika ülkelerinde yetiştirilen muz türü gibi değil ve Panama hastalığına neredeyse tamamen bağışıklığı bulunuyor. Bu nedenle de çoğu muz bahçesi Cavendish türüne dönüştürüldü.
Panama hastalığı ise şimdi geri döndü ve hastalık, geçirdiği evrim sürecinde Cavendish türü muzları da tehdit ediyor.
Bilim insanları ise şimdi farklı alternatifler deniyor. Bunlardan ilki, muz bitkisinin genetik olarak değiştirilmesi ile hastalığa bağışık hale getirilmesi. Bir diğer alternatif ise bu Panama hastalığına sebep olan mantara karşı nemotot adı verilen kimyasalın kullanımı. Bu kimyasal, mantarın bitkileri öldürmesinin önüne geçme potansiyeline sahip. Üçüncü alternatif ise sıfırdan, hastalığa bağışık ve daha güçlü muz genetikleri kodlanması.
Yine de muzların esas kurtuluşu, farklı muz türlerinin yetiştirilmesinde ve hastalıklara karşı genetik varyasyonlar oluşturulmasında yatıyor. Üç zincirli DNA’ya sahip bir bitki olan muz, diğer türler gibi genetik çeşitliliğe sahip değil. Bütün bitkiler aşağı yukarı birbirinin klonu ve bu da bitkiyi hastalıklara açık hale getiriyor.