Dünyanın dört bir yanından gelen bilim insanlarından oluşan bir araştırma ekibi, mineral hematitin kaya dağlarının altında ezildiğinde ve 1.000 santigrat derecede ısıtıldığında bile manyetik özelliklerini koruduğuna dair bulgulara ulaştı. Almanya’daki Münster Üniversitesi’nden mineral fizikçisi Ilya Kupenko, “Dünya’nın mantosu ve Batı Pasifik’teki güçlü manyetik bölge hakkındaki bu yeni bilgi, Dünya’nın manyetik alanının herhangi bir gözlemine yeni bir ışık tutabilir” diyor.
Bilim insanları, mineral hematitini atmosfer ağırlığının yaklaşık olarak 90.000 katı kadar sıkarak ve 300 ile 1.300 derece Kelvin sıcaklık arasında bir değerde ısıtarak bir hematit örneği pişirmeyi başardılar. Gama ışınları daha sonra numuneyi oluşturan parçacıkların kesin konumlarını analiz etmek için kullanıldı, bu da araştırmacıların farklı fazlar arasındaki manyetik geçişleri belirlemek için sıcaklıkları yeterince hassas bir şekilde kalibre etmelerini sağladı.
Minarelin manyetik özellikleri uzun vadede kaybolurken 1.200 derece Kelvin altında varlığı tespit edildi. Bu, hâlâ yaklaşık 1.000 ile 3.000 derece Kelvin arasında değişen mantoların çoğunu dışlıyor ancak bu çok yakın bir değer olarak görülüyor ve hematitlerin yüzeyin birkaç yüz kilometreye kadar altındaki kısımlarda manyetik olarak aktif olabileceği anlamına geliyor. Münster Üniversitesi'nden mineral bilimci Carmen Sanchez-Valle, “Sonuç olarak Dünya'nın mantosunun tahmin edildiği kadar manyetik olarak ölü olmadığını gösterebiliyoruz. Bu bulgular, Dünya'nın tüm manyetik alanı ile ilgili diğer sonuçları haklı çıkarabilir” diyor.
Almanya'daki Bayreuth Üniversitesi'nden jeokimyacı Leonid Dubrovinsky ise "Şu an bildiğimiz şey, Dünya'nın mantosunda manyetik olarak düzenlenmiş materyallerin var olduğudur. Dünya'nın manyetik alanının ve kutupların hareketinin gelecekteki analizlerde dikkate alınması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Geçen yıl Avrupa Uzay Ajansı’ndan bir heyet, gezegenimizin okyanuslarında çözünmüş iyonların girdaplarından kaynaklanan hafif bir manyetizma sinyali tespit etmişti. Bunlar gibi ince etkiler önemsiz gibi görünse de yüzeyimizdeki aşırı Güneş aktivitesinin etkilerinden teknolojiyi korumak için manyetik alana büyük ölçüde ihtiyaç duyuyoruz.