Vurmalı bir enstrüman olan üçgen; basit, küçük ve üzerine çok fazla düşünülmemiş bir müzik aleti izlenimi veriyor. Çalması çok basit görünebilir ve küçümsenebilir ancak üçgen, tarihte Türk ordusu dahil olmak üzere büyük orkestralarda kendine yer bulmuş ve görünenden çok daha karmaşık bir enstrüman.
Üçgenler, her zaman üçgen şeklinde değildi:
Tarihsel belgelerde tasvir edilen en eski üçgenler, 10. yüzyıl el yazmalarına kadar uzanıyor. İlk üçgenlerin genellikle yamuk şeklinde ve eşkenar yerine daha çok ikizkenar üçgen şekline daha yakın olduğu biliniyor. Açık bir alt köşeye sahip modern üçgenlerin aksine eski üçgenler, genellikle alt çubuktan geçirilen ek metal halkalara sahip olmakla birlikte sürekli metal üçgenler olarak biliniyor.
Üçgenler, 14. yüzyıldan bu yana Avrupa genelinde dini törenlerde ve sanat eserlerinde yoğun olarak yer aldı. Şarkı söylerken üçgeni çalan melekleri betimleyen sanat eserleri bile var.
Üçgen, 18. yüzyılda Osmanlı'nın ordusunda da kullanılmış olan bir orkestra enstrümanıydı:
Üçgenler, basit ve küçük bir enstrüman olarak görülse bile büyük orkestralarda bile yer bulabildiği biliniyor. Örneğin 1700’lü yıllarda yeniçeriler tarafından oluşturulan mehter takımında pek çok vurmalı çalgının yanında üçgen de yer aldı.
1720'de Polonyalı hükümdar Augustus II, yeniçerilerin kullandığı bu enstrümanı kendi ordusuna da adapte etti. Mozart ve Beethoven gibi besteciler, bu üçgeni az da olsa kompozisyonlarına dâhil etmeye başladı.
Üçgenin popüler bir orkestra enstrümanı olması yaklaşık 100 yıl sürdü:
Avrupa klasik müziğinde üçgenin ilk dikkat çekici kullanımı, 17 Şubat 1855 tarihine kadar uzanıyor. Mütevazı bir enstrüman olan üçgen, Franz Lisz’in Piyano Konçertosu No. 1’de kendi sololarını buldu.
Üçgen basit bir enstrüman olsa da onlar için yazılmış parçalar genellikle çok karmaşık:
Çubuklar, genelde üçgene bağlı olduğundan davulcular gibi bagetlerinizi kaybetme konusunda endişelenmenize bile gerek olmaz ancak üçgenlerin müzik aleti olduğu gerçeği ve bu nedenle mükemmel olarak çalınması için bir tekniğinin olduğu göz ardı edilmemeli. Hatta bunu öğrenmek, bir ömür bile sürebilir.
İnsanlar, üçgeni hâlâ çağdaş müzikte kullanıyorlar:
Üçgenler, tarihte olduğu gibi modern müzikte de kendine yer buluyor. Hatta ünlü perküsyoncular, üçgen sololarıyla seyirciyi şaşırtabiliyorlar.
Bu mütevazı bükülmüş çelik çubuk görmezden gelinebilir ancak üçgen, tüm orkestranın sesini kesebilecek seviyede net, delici bir ses üreten basit bir enstrüman.