The Walt Disney şirketi, Walt ve Roy O. Disney kardeşler tarafından kurulduğu günden bu yana çok yol kat etti. Bir karikatür stüdyosu olarak başladıkları bu hikayeye eğlence parkları olan ve dünyanın en çok kazanan filmlerini üreten bir dev olarak devam ettiler.
Bu yazımızda sizlere, “dünyanın en mutlu yeri” diye tabir edilen Disney dünyasının arkasındaki, Disney ailesinden bahsedeceğiz. Zamanla şirketten uzaklaşan ailenin mal varlığı net olarak bilinmiyor. GOBankingsRates sitesi, şirketin net değerinin 130 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor. Roy O.’nun torunu Roy P., yaptığı bir açıklamada, ailenin, şirketin yalnızca %3’lük payına sahip olduğunu söyledi. Bu değer, ailenin değerinin 3.9 milyar dolar civarında olduğunu ortaya çıkarıyor.
Şimdi gelin, Disney ailesinin 3 jenerasyonunun dillere destan hikayesine yakından bakalım:
Disney’nin kurucularından Walt Disney, liseli bir gençken hep karikatürist olmak istemişti. Bu isteği onu Chicago Görsel Sanatlar Akademisi’nde müfredat dışı dersler almaya itti. Sonrasında Missouri isimli bir reklam şirketinde çalışan Walt, burada animasyon yapmayı öğrendi. Öğrendiği bilgilerle, Laugh-O-Grams isimli bir animasyon şirketi kurdu. Ancak yaptığı talihsiz bir anlaşma, şirketini çöküşe sürükledi. Pictorial Clubs isimli şirket, Walt’a 6 film yapması karşılığında 11.000 dolar teklif etti. Ancak Pictorial, batması sonucu, Walt’a yalnızca 100 dolarlık bir ödeme yapabildi.
Walt yaşadığı bu talihsiz olaydan sonra Hollywood’u terk etti. 1923 yılında, arası çok iyi olan kardeşi Roy O. Disney’le beraber, Disney Brothers Cartoon Studio isimli, sonrasında Walt Disney ismini alacak şirketi kurdu. Şirkette Walt yaratıcı kısımdan, Roy ise finans kısmından sorumluydu.
Mickey Mouse'un doğuşu:
Tam 5 sene sonra, bugün milyonlar tarafından sevilecek Mickey Mouse karakteri, Steamboat Willie isimli çizgi filmde boy gösterdi. 1937 yılında, ilk uzun animasyonları olan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’i yayınladılar. On dört sene önce borç içinde kurdukları şirket, milyon dolarlar yöneten bir dev haline geldi. Walt, 1950’lerin sonunda, ailelerin hep birlikte vakit geçirebileceği, filmlerden, dizilerden ve eğlence parklarından oluşan bir dünya yarattı.
Walt Disney, çok başarılı bir iş adamı olmasının yanı sıra, aynı zamanda çok iyi bir aile babasıydı. 1925 yılında, 8 yıl sonra kızları Diane’i doğuracak Lillian Bounds ile evlendi. Çift daha sonra küçük Sharon’ı evlatlık edindi. Walt, kızlarını okula her gün kendisi götürürdü ve eve neredeyse hiç iş getirmezdi.
Öyle ki çiftin kızları, babaları Walt Disney’nin, işinde dünyada tek olacak kadar iyi bir insan olduğunu bilmeden büyüdüler. Walt Disney onlar için sadece babalarıydı.
Disney ailesinin Los Angeles Holmby Hills’te, 1998 yılında 8.5 milyon dolara satılmış bir evi vardı. Aile öyle mütevazi bir hayat yaşıyordu ki, evin yeni sahibi evde yaptığı tamirat ve yenileştirmelerden sonra evin fiyatı 90 milyon dolara çıktı.
Walt Disney 1966 yılında akciğer kanseri teşhisiyle öldüğünde, geriye, harika bir hayat sunduğu bir aile bıraktı.
Walt Disney’nin büyük kızı Diane, 1954 yılında Ronald Miller’la evlendi ve 7 çocukları oldu. Çocuklarına, tıpkı kendisine yapıldığı gibi, sıcak, şöhretten uzak ve sıradan bir hayat sundu. Çocuklarına bakıcı tutmak yerine, onlarla kendisi ilgilendi.
Çiftin çocuklarından Jennifer, bir röportajda büyüklerinin onları dış dünyadan çok iyi koruduklarını söyledi. Onlar sayesinde normal bir hayat sürdüklerini ifade etti.
Diane, 2013 yılında, 79 yaşında Walt Disney’nin yaşayan son kızı ünvanıyla hayata gözlerini yumdu.
Walt’un küçük kızı Sharon ise, iki evlilik gerçekleştirdi. İlk eşi Robert Brown’la bir çocuk evlatlık edindiler. İkinci eşi Bill Lund’dan ise bir ikizi oldu.
Kardeşi Diane gibi, şöhretten uzak bir hayat yaşayarak çocuklarını korumayı seçen Sharon, 1993 yılında, göğüs kanseri teşhisiyle hayatını kaybetti.İlk evliliğinden çocuğu Victoria, oldukça savurgan bir insandı. Bir seferinde, bir Disney yolcu gemisinde kaldığı suit odayı darmadağın etti. İkinci evliliğinden çocuğu Michelle, hiçbir zaman iş sahibi olmadı ve üç tane evi var. Michelle’in ikiz kardeşi Brad ise sıradan bir hayat sürdüğünü söylüyor.
Victoria 2002 yılında sağlık sorunlarından ötürü hayatını kaybettikten sonra, şirket üzerindeki payları, ikiz kardeşler Michelle ve Brad arasında dağıtıldı. Bu durum Michelle ve Brad arasında uzun yıllar süren bir kavga başlattı.
Mirasın, yıllık ödemelerle, 35, 40 ve 45 yaşlarında 5 senelik aralıklarla dağıtılması gerekiyordu. Heyet, Michelle’in ödemelerini yaptı ancak Brad’in haklarını elinden aldı. Bunun sebebi, Michelle ve heyetin, Brad’in kendi payını, kronik engelinden dolayı yönetemediği ve babaları Bill’in bu engelinden faydalanıp para kazandığını düşünmeleriydi.
Pek ya her şeyi başlatan diğer isim Walt’un kardeşi Roy Disney?
Roy O., Edna Francisle evlendi ve 1930 yılında Roy E. Disney isimli tek çocukları dünyaya geldi. Roy E., daha sonraları The Walt Disney şirketinin üst düzey yöneticisi olacaktı.
Roy E.’nin 4 çocuğu vardı. Bu çocuklar Susan, Roy P., Tim ve Abigail Disney’di.
Michael Eisner 1980’lerde Disney’nin CEO’su olduktan sonra, şirket bir anda yükselmeye başladı ve ailenin mal varlığı Roy E.’nin çocukları büyürkenkinin 50 katına ulaştı. Roy E. 2009 yılında mide kanserinden hayatını kaybetti.
Zenginlikten huzursuzluk yaşamak:
Roy E.’nin çocuklarından Abigail, 20’li yaşlarında bir genç kızken, ailesinin zenginliğinden dolayı huzursuz olmaya başladı. Abigail yaptığı bir röportajda, o zamanlar ailesinin servetinden dolayı kendinden utandığını, kendi parasını kazanan insanların yanındayken aşağılık kompleksi hissettiğini söyledi.
Çocuklarının bu sıkıntıları yaşamaması için çok uğraşan Abigail, onlara zengin olmanın kötü ya da iyi bir şey olmadığını, kişiliklerini belirleyecek olanın para değil, kendileri olduğunu öğretmeye çalıştı. Abigail sonraları belgesel yapımcısı Fork Films’i kurdu.
Abigail’in kardeşlerinden Roy P. ise bir yatırımcı. Verdiği bilgilere göre Walt ve Roy O., yıllar 1960’ı gösterirken zaman, şirketin yalnızca %20’sine sahiplerdi. Roy'un diğer çocuklarından Tim bir senarist ve tam bir emlak kralı. usan da emlak dünyasıyla oldukça içli dışlı.
Kardeşler dost, aileler düşman:
Bu iki ailenin birbirleriyle olan ilişkisi de oldukça ilgi çekici. Walt ve Roy O. her ne kadar ailelerini bir arada tutmaya çalışmış olsalar da Roy O. 1971’de öldükten sonra iki aile birbirinden zamanla uzaklaştı.
Diane’in kocası Ronald 1980’lerin başında Disney’nin CEO’su oldu. Sonra Roy E.’nin, Ronald’ın yerine Eisner’i getirmesiyle iki aile arasındaki bağlar derinden etkilendi. Ancak iki aile sonrasında aralarındaki anlaşmazlıkları bir nebze de olsa çözdüler. Roy E., tüm varisler arasında, Disney işiyle uğraşan tek kişi oldu.
Diane her ne kadar işin içine girmemiş olsa da Walt Disney Aile Müzesi’ni açarak, iki aile içinde, Walt’un mirasını yaşatmak için en çok uğraşan insan oldu.
Disney ailesinin çoğu bireyi, şirket işlerinden uzak durdu. Zenginliklerini ve güçleriniyse hayırsever amaçlar uğruna kullandılar. Günümüzde hayatımızın her köşesinde bir şekilde imzası olmayı başaran Disney şirketinin arkasındaki Disney ailesinin, ne denli uzun yolculuklardan geçtiğini gördük. Tüm bunların olmasını mümkün kılan Walt Disney, tarihin en büyük medya imparatoruydu. Sanıyoruz ki öyle kalmaya devam edecek.