Sosyal medya platformları üzerinde gittikçe yayılmaya başlayan yeni bir akım söz konusu; Deepfake. Deepfake dediğimiz olayın aslına bakacak olursak yapay zeka teknolojileri yardımıyla oluşturulmuş sahte videolar diyebiliriz. Deepfake, ünlü isimlerin orijinal videoları değiştirilerek, o kişinin sanki başka şeyler söylüyormuş gibi görünmesine imkan veriyor. Hatta konuyla ilgili olarak Donald Trump, Mark Zuckerberg gibi isimlerin ortaya çıkan deepfake videoları gündeme oturmuştu. Videoları izleyen kişiler kimi zaman bu videonun gerçekten hiç bir farkının olmadığını söylerken kimileri de videoları daha dikkatli izleyerek bir kaç ufak hatayı gördüklerini ifade ediyorlar. Bu videoların sahte olduğu bir şekilde anlaşılabiliyor olabilir. Peki ya ilerleyen yapay zeka teknolojisi tamamen hatasız bir Deepfake videosu hazırlarsa ne olur? Bu soru biraz ürkütücü gelse de bilim insanlarının bu konuyu açığa kavuşturmak için üzerinde çalıştıkları bazı yöntemler var.
Güney Kaliforniya Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını sürdüren bilim insanları, Deepfake videoların tespiti için bazı yöntemler deniyorlar. Bu yöntemler, yüzde 96 oranında başarı sağlıyor. Çalışmaları tamamladıklarını ifade eden bilim insanları, geliştirdikleri bu yapay zeka teknolojisinin çok hızlı sonuç verdiğini, bu yüzden önemli durumlarda kullanılabileceğini açıkladılar.
Bilim insanlarının geliştirdiği yapay zeka destekli bu yazılım, orijinal ve sahte olduğu iddia edilen şüpheli videoları üst üste getirerek aradaki farkları arıyor. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse bu yazılım, her iki videonun da göz kapaklarını inceliyor. Orijinal videoda göz kapaklarının yumuşak hareketler yapması gerekiyor. Deepfake videolarda ise bu hareketler biraz daha keskin oluyor. Bunun haricinde yazılım, karakterlerin ağız çevresindeki farklılıkları da tespit etmeye çalışıyor.
Peki yazılım bunları nasıl yapıyor?
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan bilim insanları, bu yazılımın oluşturulmasında binden fazla Deepfake videonun incelendiği bir makine öğrenme yönteminin kullanıldığını açıkladılar. Bu yazılım, Deepfake videolarında kullanılan 3 ana manipülasyon yöntemi üzerinde duruyor. Bu yöntemler; yüzeylerin ve yüz hatlarının derinlemesine incelenmesi, yüz değiştirme işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve orijinal videoda bulunan hareketlerin önceden belirlenmiş olan sahte hareketlerle değiştirilmesi. Deepfake videolarının servis edilmeden önce sıkıştırıldıklarını, bunun yapılma amacının da tespit edilebilirliği düşürmek olduğunu açıklayan yetkililer, bu yazılımın hem sıkıştırılmış Deepfake videoları hem de sıkıştırılmamış olan videolar üzerinde çalışabildiğini söylediler.
Eski algılama yöntemleri, iki videoyu karşılaştırmak için videoların oluştuğu kareleri teker teker inceliyordu ancak bu yeni yazılım, tüm videoyu tek bir kare içerisinde inceliyor. Bu da yazılıma hem zaman kazandırıyor hem de yazılımın sonuçlarının daha tutarlı olmasını sağlıyor.
Bilim insanları, yaptıkları açıklamalarda bu yazılımın Deepfake videosu oluşturanların sahip olduğu tekniklerden çok daha ilerde olduğunu ancak sahte videoları oluşturanların sürekli olarak kendi taktiklerini değiştirdiklerinin farkında olduklarını, bu yüzden de yazılımın geliştirilmesine devam edileceğini açıkladılar.
Araştırma ekibinin lideri olan Wael Abd-Almageed, yaptığı açıklamalarda Deepfake videolar hakkında bilgisi olan herkesin, bu videoların tehlike boyutlarını bir kez daha düşünmesini ve tehlikenin aslında ne kadar büyük boyutlu olduğunu fark etmesini istedi. Şimdiye kadar ortaya çıkan deepfake videolarının buzdağının sadece görünen yüzü olduğunu söyleyen Almageed, ilerleyen dönemlerde bu teknolojinin çok daha büyük manipülasyonlara sebep olabileceğini ifade etti.