Tüm yaşam deneyimimiz beyinlerimizin içerisinde yer alıyor ancak beynimizin nasıl çalıştığını hâlâ tam olarak bilemiyoruz. Bilim insanları, canlı insan beyni üzerinde deney yapamıyorlar ve bu nedenle hayvan beyinleri üzerlerine yoğunlaşıyorlar fakat hayvan beyni üzerinde yapılan deneyler, her zaman insan beyni ile örtüşmüyor. Bu yüzden araştırmacılar, son yıllarda gelişme gösteren teknolojiyle birlikte yapay olarak üç boyutlu bir beyin geliştirdiler.
Canlı bir beyindeki nöronlar, uyarıcılara birbirleriyle ve vücudun diğer bölümleriyle iletişim kurmak için kullandıkları elektriksel tetiklemelerle cevap verir. Bilim insanlarının geliştirdiği bu yapay beyin organoidleri de bu sinirsel aktiviteyi gerçekleştirebiliyor. Bu sinirsel aktivitelerin beyin için en temel fonksiyon olduğunu söyleyen araştırmacılar, bu yapay beynin herhangi bir bilinçlenme riski taşımadığını da bildirdi.
Araştırmacı Hideya Sakaguchi, “İlk önce aynı anda aktif olarak çalışan bazı nöronları görmek beni çok heyecanlandırdı. Nöronlar önce bireysel aktiviteler gösterir ancak diğer nöronlar arasında ağlar oluşturup bağlantı kurarken senkronize aktiviteler göstermeye başlar” dedi.
1949'da Kanadalı nöropsikolog Donald Hebb, senkronize sinirsel aktivitenin bellek de dâhil olmak üzere çeşitli beyin fonksiyonlarının temeli olduğunu belirten Hücre Meclisi Hipotezini sundu. 1992 yılında bilim insanları, bunu daha kısa hâliyle şöyle ifade ettiler: “Nöronlar, bir araya gelirlerse birbirine bağlanırlar.” Beyin hücre aktivitesini ölçmek için yeni tekniklerini kullanan Sakaguchi ve ekibi, beyin organoidlerinin de aynı şeyi yaptığını tespit etti.
Sakaguchi, beyin organoidlerinin kendiliğinden aktivite belirtileri göstermesine rağmen dünyayı algılayan bir bedene bağlı canlı beyinlerin aksine uyarılma yeteneğinden yoksun olmaları nedeniyle bilinç geliştirme ihtimallerinin düşük olduğunu açıklıyor. Bununla birlikte beyin organoidlerinin canlı bir vücuda koyulması durumda olasılıklar değişiyor. Sakaguchi, beyin organoidlerinin bir hayvana nakledilmesi durumunda bilinç geliştirebileceğinden endişe edilebileceğini çünkü gerekli “giriş/çıkış” sistemini yapay beyne verileceğini itiraf ediyor.