Eşcinsellik her zaman için tartışmalı bir konu olmuştur. Bazı kişiler, eşcinsellerin yönelimlerini DNA’larında bulunan bir gene bağlarlar.
Yeni bir araştırmaya göre homoseksüel davranışları etkileyen birden fazla faktör var. Uzmanlar bu durumu boy uzunluğunu belirleyen etmenlerle kıyaslıyor. Araştırmacılardan doktor Benjamin Neale, “Bu araştırma hem genetiklerin önemini hem de genetiklerin karmaşıklığını göz önüne seriyor ancak genetik bütün hikayeyi anlatmıyor” diyor.
Uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip, şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı genetik ve homoseksüellik incelemesini yaptı. Araştırmanın ilk kısmında, Birleşik Krallık’ta daha önce kendisiyle aynı cinsiyetten biriyle birlikte olmuş 500 bin kişinin bilgileri kullanıldı.
Yapılan incelemeler sonucunda eşcinselliğin üçte bir oranda genetik faktörlerden etkilendiği ortaya çıktı. Araştırmacılardan Dr. Brendan Zietsch, kalan faktörlerin yalnızca yetiştiriliş tarzı veya kültürle ilgili olmadığını söyledi. Bebeğin gelişim sürecinde anne rahmindeki hormonal durum gibi etmenler de çocuğun cinsel tercihlerinde rol oynuyor.
Dr. Neale, genetik olarak etkin olan beş adet gen varyantı ile eşcinselliğin ilişkisini kurabildiklerini ancak bu varyantların etkisinin çok düşük olduğunu söyledi. Araştırmacıya göre sadece genetik etmenlere dayanarak cinsel yönelimleri açıklamak mümkün değil.
Araştırmaya göre eşcinsellik ile yeni deneyimlere açıklık ve zihinsel hastalıklara yatkınlık arasında bir ilişki bulunuyor.
Son araştırma daha önce ortaya atılan eşcinsellik geni teorisini boşa çıkarmış oldu. Araştırmacılar, herkese saygı gösterilmesi gerektiğini vurgularken bu araştırmanın sonucunda bulunacak sebeplerin ayrımcılık için kullanılamayacağını söylediler.