Montreal protokolü sık sık en başarılı çevre anlaşması olarak adlandırılır. 16 Eylül 1987 tarihli protokolden sonra, ozon tabakasına ağır hasar veren CFC gibi endüstriyel gazların kullanımı yavaş ancak kararlı şekilde azaldı.
Her yıl Güney Yarımküre’de bahar olduğu dönemde atmosferde ozon tabakasında bir delik ortaya çıkar. Bu deliğin nedeni, ozonu yok eden endüstriyel gazların güneş ışığıyla birlikte tepkimeye girmesidir.
Hemen her sene ozon tabakasındaki delik daha küçük hale gelir. Bu da çok nadir karşılaştığımız çevreci zaferlerden birisidir.
Yukarıdaki tabloda da görülebileceği üzere insan yapımı endüstriyel gazların yoğunluğu hala çok yüksek ancak 1990’ların sonundaki zirve noktasına kıyasla %14’lük bir düşüş söz konusu.
Ozon Tabakası Yavaş Yavaş İyileşiyor
Bu gazların alt atmosfer ile stratosfer arasında geçiş yapıp sonunda da kaybolmaları oldukça uzun sürebiliyor. Bilim insanlarına göre ozon deliğinin 1980’lerdeki haline gelmesi için 30-40 yıllık bir süre gerekiyor.
Ozon tabakasındaki deliğin ölçümü atmosferik derece ölçümleri ve rüzgarların hareketleri gibi verilere göre ortaya çıkıyor. 2000’lerin başında durum çok kritik hale gelmiş olsa da yeni bir çalışma, o günlerden bu yana işlerin yavaş yavaş da olsa iyiye gittiğini gösteriyor. Her yıl Eylül ayında ortaya çıkan delik daha da küçülüyor. Bir diğer çalışma ise bizim yöntemlerimizin doğaya karşı kısıtlı etkide olabildiğini iddia ediyor. 2015 yılında Şili’de patlayan bir volkan nedeniyle ozon deliği tüm zamanların en büyük 4. deliği seviyesine gelmişti.
Ozon tabakasının incelenmesinde yıllık ölçümler devam ediyor. 1979 yılından bu yana yapılan ölçümlerin ortalamasından biraz daha büyük olan bu yılın ozon deliği inceleniyor. Ayrıca, BM Çevre Programı ve Dünya Meteoroloji Organizasyonu, Montreal Protokolü’nün raporu olan Ozon Tükenmesinin Bilimsel Değerlendirmesi: 2018 adlı raporu hazırlıyor.
Aşağıda yer alan konuyla ilgili hazırlanmış videoda, ozon tabakasının iyileşme süreci için yapılmış şarkıyı görebilirsiniz.