Soğuk ve buzlu bir şey içecekseniz, içeceği hazırlamanın iki yolu vardır. Ya önce içeceği koyar sonra buzu eklersiniz ya da önce bardağa buzu koyup üstüne içeceği dökersiniz. İkinci gruptan olanların daha sık şahit olduğu üzere bu buzlar, sıvıyla temas ettiklerinde çatırdayarak kırılır.
Buz başlı başına ilginç bir yapıdır. Buz küplerinin parçalanmasını incelemeden önce bu yapının nasıl birleştiğini anlamak gerekir.
Su ile buz, temelde aynı bileşiktir. Sıvı haldeyken su molekülleri çift kutuplu hareket yapar. Burada hidrojenlerden biri artı diğeri eksi yüklüdür. Su sıfır derece ve altına indiğinde, suyun özel yanları kayboluyor. Pek çok madde katı hale geçince hacim kaybediyor. Su ise hacmini artırıyor. Bu yüzden de buz, suyun üzerinde yüzer. Bunun sebebi moleküller arasında daha fazla mesafe ortaya çıkmasıdır.
Termodinamik yasaları uyarınca iki madde temas ettiğinde sıcaklıkları aynı seviyeye gelmeye başlar. Suyun yüzeyi ise ısı alışverişinin ilk başladığı bölgedir. Dolayısı ile ilk olarak buzun yüzeyindeki bağların bozulması gerekir.
İçeride ise işler farklı ilerlemektedir. Temas halindeki dış çekirdek, iç çekirdekten ayrılır ve buzu da parçalara ayırır. Bu da buz küpünü parçalara ayırır. Teknik olarak buzun iki farklı parçası, birbirinden ayrı şeyler yapmaya çalışır. İlk büyük çatırdamadan sonra biz duymasak da peşinden daha küçük çatırtılar gelir.
Saf su şeffaf buz oluştururken musluk suyu iç kısmında beyaz olacak şekilde buz oluşturur. Bütün buzlar aynı değildir. Mineralli sular çatırdamaz, yapısı bütün olarak dönüşmeye meyillidir. Saf dağ suyu ise büyük bir çatırtı ile parçalanır.
Sonuç olarak bilim her soru için bir cevaba sahip. Henüz bulamadığımız cevaplar olması, cevapların olmadığı anlamına gelmiyor. Ayrıca yazın bir şey içmeden önce bardağınızı buzluğa birkaç dakika koyarsanız içeceğiniz çok daha uzun süre soğuk kalır.