Alzheimer Tedavisinin Geleceği Tek Bir İlaca Bağlı Olmayabilir

Alzheimer karşıtı ilaçlar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Bu yılın mart ayında çalışmalarını durduran Biogen isimli ilaç şirketi, bu hafta yeniden denemelerini başlattı. Ancak görülen o ki Alzheimer tedavisinin tek çaresi ilaçlar değil.

2018 yılının sonlarında Boston merkezli Biogen ilaç şirketi, Alzheimer tedavisi için klinik bir araştırma başlatmıştı. Araştırmaların ortasına gelinmişken bu yılın mart ayında yapılan ara analizlerden elde edilen sonuçlar, üzerinde çalışılan ilacın işe yaramadığını gösterdi ve Biogen bu sonuçlardan sonra denemelerini durdurdu.

İlaç şirketi bu hafta aducanumab isimli ilaç için ikinci bir denemeyi başlattı. Daha fazla hasta verisi içeren bu denemeden elde edilen sonuçların yeniden analiz edilmesinden sonra Biogen, 22 Ekim Salı günü yaptığı açıklamada, ABD Gıda ve İlaç İdaresi Başkanlığı (FDA) tarafından onaylanması için aducanumab’i FDA’ya sunacağını açıkladı. Alzheimer’ı tedavi edecek yeni bir ilaç düşüncesi, bilim insanları, doktorlar, hastalar ve hasta bakıcıları için nadir bir umut ışığı. Biogen, eğer bu tedaviyi gerçekleştirebilecek bir ilaç üretebilirse bu dünyanın ilk Alzheimer tedavisi olacak.

“Tek bir ilaç ile tedavi şimdilik mümkün değil”

Alzheimer hastalarının büyük bir çoğunluğu için (özellikle kalıtsal genetik mutasyona sahip olmayanlar) bilim insanları hâlâ beyinlerin neden protein biriktirme konusunda başarılı olduklarını bilmiyorlar. Alzheimer Derneği’nin bilimsel angajman direktörü Rebecca Edelmeyer, “Muhtemelen hastalığın bir sebebi yok. Bu yüzden tek bir hap ile tedavinin olacağını düşünmüyoruz” açıklamasında bulundu.

Aducanumab, Alzheimer semptomlarının temel olarak beyindeki biçimsiz amiloid proteini formlarının oluşumundan kaynaklandığı teorisine dayanıyor. İlaç, bağışıklık sistemimizin patojenleri atık temizleme hücreleri için yemek olarak işaretlemek için kullandığı tür gibi bir antikor olarak biliniyor. Yine de bir virüs veya bakteri ile bağlanmak yerine, bu antikor amiloid ile bağlanıyor.

Dennis Selkoe, “Antijen-antikor kompleksi, beyindeki temizleyici hücreler tarafından daha kolay tespit edilir” diyor. Selkoe, bazı hastalarını aducanumab klinik çalışmalarına kaydettirdi. 18 ay boyunca en yüksek aducanumab dozu alan hastalar beyinlerinde plasebo alanlara göre daha az amiloid almış ve bilişsel gerileme belirtileri daha az görüldü.

Bu tedavi yöntemi yine de henüz garanti değil. Çalışmalar hâlâ devam ediyor ve denemelerden birisi başarısız oldu. Ayrıca birçok amiloid ilacının yapımı da yıllarca sürdü. Yine de bu dönemde süren araştırma, hastalık için her biri potansiyel bir müdahaleyi temsil ediyor.

Yaşam biçimi Alzheimer’ı önleyebilir

En umut verici araştırmalardan bazıları ise yaşam tarzı değişiklikleri yoluyla hastalığında önlenmesinde olmuştur. Bu yılın temmuz ayındaki Alzheimer Derneği Uluslararası Konferansında, sigara içmemek, egzersiz yapmak, sağlıklı beslenme ve beyni zorlayacak zorlu bulmacalar çözme gibi alışkanlıklara bağlı kalan yetişkinler araştırıldı. Bu alışkanlıklara sahip olan yetişkinlerin Alzheimer’a yakalanma olasılığı daha düşük oranda çıkmıştı. Bu alışkanlıkların henüz net olarak neden Alzheimer’a karşı koyduğu bilinmiyor, ancak kalp sağlığı ile beyin sağlığı arasında bir bağlantı olduğuna dair kanıtlar sunuyor.

Sosyal ve çevresel faktörler de beyin sağlığında bir rol oynayabilir. Araştırmalar, kadınlar için işgücüne harcanan zamanın bilişsel düşüşe karşı koruyucu olabileceğini gösterdi. Tam tersine, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık stresi Alzheimer riskini artırabilir. Hava kirliliği de bilişsel gerileme ve bunamaya neden oldu. Bu faktörlerin, bir kişinin Alzheimer geliştirip geliştirmemesinin ölçeklerini nasıl belirleyebileceği açık değil ancak hepsi potansiyel araştırma hedeflerini temsil ediyor.