Robotlar ve makineler, günlük hayatımızı etkilemeye devam ediyor ve işlevlerini gerçekleştirebilmeleri için 3 boyutlu görüşe ihtiyaç duyuyorlar. Ancak iPhone'lardaki çentikten de anlaşılacağı gibi derinlik algılayıcı kameralar hala oldukça hantal. Bazı örümceklerin avlarına olan mesafeyi nasıl algıladıklarından ilham alan yeni bir yaklaşım, bunu değiştirebilir.
Zıplayan örümceklerin kafalarında yapılandırılmış ışık projektörleri gibi şeyler tabii ki yer almıyor. Ancak etkili bir avcı olabilmek için nereye gittiklerini ve ne yakaladıklarını görebilmeleri gerekiyor. Peki bunu nasıl yapıyorlar? Eklem bacaklılara özgü ilginç bir yöntemle.
Örümceklerin gözleri farklı görüntüler yakalayarak ondan ipuçları almak yerine, aslında her biri kendi içinde derinlik algılayıcı bir sistem olarak çalışıyor. Her bir göz çok katmanlı olup, mesafeye bağlı olarak görüntüyü farklı miktarlarda bulanıklaştırma görevi gören şeffaf retinalara sahip. Farklı gözlerden ve katmanlardan alınan farklı bulanıklık verileri, örümceğin küçük sinir sisteminde karşılaştırılıyor ve doğru bir mesafe ölçümü üretiyor.
Harvard'daki araştırmacılar, örümceklere benzer bir yaklaşımı kullanan ve geleneksel optik bileşenler olmadan derinlik algılama yeteneğine sahip yüksek teknolojili bir lens sistemi yarattılar.
Elektrik mühendisliği profesörü Federico Capasso ve ekibi tarafından yaratılan "metalens", gelen bir görüntüyü örümceğin gözünde olduğu gibi farklı bulanıklık oranlarında iki benzer görüntü olarak algılıyor. Bu görüntüler örümceğinki gibi bir algoritma kullanılarak karşılaştırılıyor. Çok hızlı ve etkili sonuçlar veren yöntem gerçek zamanlı görüntü derinliği hesaplaması yapıyor.
İşlem verimli olmasının yanı sıra çok az bilgi işlem donanımı ve gücüyle yapılabiliyor. Ayrıca sadece 3 milimetre gibi bir boyutla son derece kompakt olabiliyor. Elde edilen teknoloji sadece bir başlangıç ve yalnızca kendi kendini süren araçlarda, endüstriyel robotlarda değil, akıllı ev eşyalarında ve telefonlarda da kullanılabilecek.