Kasım 2019, Blade Runner hayranları için sadece bir tarihten ibaret değil. Tıpkı, Back To The Future 2 filminde Marty Mcfly ve Doktor Brown'un gelecekte geldikleri tarih olan 21 Ekim 2015 gibi. Black Runner’ın yönetmeni Ridley Scott’ın, bugünü hayal ederek oluşturduğu distopik gelecek, o günler için yalnızca bir fantaziden ibaretti. Peki, insanoğlu aradan geçen 37 senede o filmdeki teknolojiyi ne derece yakaladı?
Film, uçan arabalar ve genetik olarak tasarlanmış insansı robotlar gibi deneyimlemekten oldukça uzak olduğumuz şeyleri içeren bir distopyada geçiyor. Scott'ın geleceği ne kadar doğru tahmin ettiğini görmek gerçekten etkileyici.
Birincisi, Harrison Ford’un canlandırdığı emekli polis Rick Deckard, etrafındaki çeşitli aletleri etkinleştirmek için sesli komut yöntemini kullanıyor. Tıpkı bugün bizim Alexa ve Siri gibi sesli asistanlarla yaptığımız gibi. Ayrıca insanoğlunun bugün tasarladığı makinelerin, filmde görülenlerden çok daha zarif olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Scott’un vizyonerliğini gösteren ikinci konu, iklim değişikliği. Blade Runner’daki dünya, küresel bir iklim değişikliği sorunuyla karşı karşıya. Tıpkı bizim dünyamız gibi.
1982 yılındaki filmin devamı olan Blade Runner 2049, geçtiğimiz yıl vizyona girmişti
Blade Runner, Amerikalı yazar Philip K Dick'in ilk kez 1968'de yayınlanan ‘Do Androids Dream of Electric Sheep’ adlı bilim kurgu romanına dayanıyor. Filmin ikinci halkası olan Blade Runner 2049, geçtiğimiz yıl izleyicilerle buluşmuştu. Başrollerinde Ryan Gosling ve Harrison Ford’un olduğu film, bu kez Denis Villeneuve tarafından yönetilmişti.